avrupa şehirlerinde neden arabesk söylemlere göğüs gereriz

.
sondan başlayalım.. 

christmas'da, bunu layıkıyla kutlayan ülkelerde/şehirlerde olmak en zevk aldığım şeylerden biri. bunun dini ya da ruhani bir nedeni yok, bu şekilde sebepler aramanın da manası yok açıkcası. insanların zevklerini, mutlu olduğu şeyleri sebepsiz yere yapması, her neyse o şey daha anlamlı kılıyor. hakkı verilerek yapılan en ufak olgu, dünyayı yaşanılabilir kılan en şehvetli unsur. bu şehveti yaşatan güruh hangisi ise ona tabi olmaktan mutluyum. sonuçta mutlu olduğum şeyleri imkanlarım dahilinde yapmak, bir nebze de tutunmamı sağlıyor hayata. sanırım hepimiz için de öyle. içinde bulunduğumuz toprakların bize verdiği şeylere baktığımızda, ne kadar kısır bir döngüde olduğumuz aşikar. sırf bu yüzden yer yeni yıla, başka bir ülkenin topraklarında girmeye gayret ediyoruz. 


bu sefer de fırsatı berlin'den yana kullandık. ne garip ki bu kadar zevkli olacağını, bizi her şekilde doyuracağını düşünmemiştik berlin'in. uzun zamandır istememize rağmen fırsat bulamadığımız, eski dostlarla hunharca sohbet etmeyi özlediğimizi bize gösteren bu şehir.. casusluk filmlerindeki o kasveti size yaşatmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. gerçi o klasik olgunun da farkındaydık gitmeden önce. malum, "her yer türk" mottosunun vücut bulmuş hali almanya. özellikle de berlin bunu belli başlı bölgeleri ile çok güzel sergiliyor. en ön sıradan hem de ya da tepedeki localardan, bilemedim. bu her ne kadar her türkü korkutan bi' durum olsa da, bu sefer bendeki kalıpları yıkan bir deneyim oldu. tahmin dahi etmeyeceğimiz şeylerin bizi şaşırtması mı dersiniz bilmem, öyle alelade değil de tam yerinde veriyordu müziği kulaklarımıza; dilimize, damaklarımıza..


daha önceki yazılarımda, seyahatlerimizde tercih ettiğimiz konaklama seçeneklerinden bahsetmiştim. bunlarında airbnb geliyor her zaman. sebeplerini ilerleyen haftalarda değinirim, daha iyi anlaşılması açısından. her neyse.. bu sefer eskileri yadetmek için hostel tercih etmek mantıklı geldi. sonuçta xmas'di ve fiyatlar gereğinden pahalıydı. iyiki de öyleymiş.. çünkü kaldığımız hostel beklediğimizden de iyi çıktı. beklediğimiz derken biraz açmakta fayda var. tek başıma seyahat ettiğim dönemlerde benim için önemli olan şey sadece uyuyabileceğim bir yerin olmasıydı, hepsi bu. temizlik elbette önemliydi ama bir nebze de olsa kabul edilebilir durumda olması ikinci şartımdı. ilki daima ucuz ve eğlenceli olması tabiki! şimdi ise ucuz ve eğlenceli olmasının yanında temiz olması da ilk şartlar arasına girdi. işte bu hostel de bütün bu özellikleri barındarın tam bir kurtarıcı oldu. sağolsun.. ha unutmadan, gördüğün en ihtişamlı hostel binalarından biriydi ayrıca. tarihi çok eskilere dayanan sanırım 100 yıllık tuğla bir bina. eskiden bir tekstil okulu (büyük ihtimalle yatılı) olarak hizmet vermiş. daha sonra hosteli alan aile tarafından biraz düzenlemeden sonra son halini almış. her odada tuvalet ve banyo olmasının yanında, kapalı yüzme havuzu ve saunası da vardı. belki garip ama öyle.. güzel yerdi namussuz..