mücadeleleri kutsallaştırma rehberinden kalan son bir kaç cümle..

 .

geçen yıl orantısız durumlar yaşatan bi' kaderi ortak paylaşmamız gerekiyor sanırım. yanımda olan bir kadına olan duyduğum sevginin, yine bir hemcisime olan bastırılmış nefretimden daha yoğun olması kurtarıyor beni. moral vermeyen, veremeyen, verdirtmeyen bütün hislerin birer ikinci el pazar ürünü olarak piyasaya sunulmasını kutluyoruz. elimizde kadehlerimiz.. biraz toprak, bir kaç kürek, bir parça bez ve ufak elvedalar. kimi telkin ediyor peki bu? bütün cinayetlerini işlerken, pişmanlık duymayan katillerin şerefine kalkan kadehleri mi yıkayıp kaldıracağız yani.. elimiz bile sığmayan kadehlere hem de!

anlatmak istediğim her şey, yaşamak istediğim ama sekteye uğrayan bir göçmenlik hissi yasa tasarısı gibi sunuldu önümüze. çabalarken elimizden gidenlere inanamıyorduk adeta. hepi topu bir kağıt parçasını, dünyadanın en pahalı defterine bastırmak için bütün yılımı heba ederken, asıl çabamın aslında bu mu olduğuna çabalarken buluyordum kendimi. söylemlerim ve eylemlerim arasında en kutsal deneyimleri de yaşatıyordu hayat lakin; ona br mecalim kalmazken yine bir öğle saati nabzını yokluyordum bütün nefretimin. 

yoktu!



şimdi, eski hayatlarımızı geri kazanmak için planlar yapmaya devam ediyoruz. yine her pazar göremiyoruz john'u kilisede ve bu bizi ziyadesiyle mutlu ediyordu. alışkanlıklarımız bizi bilmediğimiz coğrafyalara sürüklemeliydi, bunu  hepimiz biliyorduk. sanki bütün mazimiz, dünya üzerinde bir yerlerde sıkışmış duruyordu. çoğu sohbetimize meze olmuş bu konuyu, artık konuşmaktan korkan insanlara dönüşmüştük bir de. yeni bir rotanın, yeni bir maceraya dönüşmesi artık imkansıza yakın olgulardan biriydi sadece. tek mutluluğumuz; anılar biriktiren 3 insandık, aynı uçakta giden. 

pardon gitmiş.. 

her sene daha çok yazmak için amaçlayan beni, bundan mahrum bırakacak bütün etkenlere karşı koymak amacıyla seferlere çıkıyorum. 

rotam, kendi başkentim. 

nüfusu; biri köpek, toplam üç.

3