.
saklamak üzere elimize aldığımız bütün anıları unutur muyuz acaba diye etiketlememiz gerekiyor sanki. bunu, yaptığım bütün seyahatler sonrası bir kere daha tasdikliyorum.. beynime kazımak istediğim anları ve elbette gözümün gördüğü dünyanın en muhteşem manzaralarını içime hapsedip, sonra yine bakarım diyerek çektiğim fotoğraflardan saha çok önemsiyorum, bu kesin.
peki bu ne kadar yeter bize?
içimizi ısıtan her şeffaflığın, beraberinde getirdiği arzular kadar yoksunluk yaşatmıyor bunları anımsamak. halbu ki bizim sancımız, derdimiz, belki de tek gayemiz akan zamanda. bizi biz yapan her adım, gitmeye düçar olduğumuz yolun ta kendisi belki de..
2024, hayatımda gördüğüm en güzel manzaraları bana bahşetmiş bir yıl olarak kalacak beynimde. sanki bu dünyada olmayan yeni yerleri keşfedişimizin alamet-i farikası. verdiği bütün sözleri tutan, fazlasını da giderken heybemize bırakan bir yıl..
bizi biz yapan her ne varsa; sakladığımız ve sahip olmaktan utanmadığımız bütün anılarla olmalı.
ve işte tam da o sırada birine anılarınızdan bahsederken size bakışı, sanki mermerden işlenmiş davut heykeli kusursuzluğunda duruyorsa karşımızda; muhtemelen bazı şeyleri başarmışızdır.
bizim için sırada ne var bilmiyorum ama; çok daha fazla anının sığması gerektiği konusunda hemfikiriz zihnimle, ufakcık beyinlerimize.
diğer yandan telaşımız, okyanusun öbür yakasındaki ormanların cezbediciliğinde..
.
0 fikre tercüman olmuş:
Yorum Gönder
hani duşa girersin de su ısınana kadar geçen süre içinde yaşadığın üşüme vardır ya?
hahh işte o anlarda aklına takılan bir yorum olsun..