sütyen meselesi (savaş sosu ile)


kadınları yıldırım çarpma olasılığı erkeklerden % 76 daha fazla(ymış).
düşünüldüğünde kesinlikle mantıklı bir açıklaması vardır diyor insan, ki var (mış) zaten;
sütyenlerindeki metal parçaları...
"gel de sütyensiz dolaşma!" dedirten günlerden birindeyiz sanki...

kadın-erkek şavaşından sahnelerle bitirelim;

kabul edilmiş yenilgilerin tekrarı yaşanıyordu,
sıra beklenilen atm kuyruğunda.
kadın adamdan öc alıyordu sanki,
adamın verdiği kredi kartıyla..!


herşeyi bilen otobüsteki çocuk için gelen edit: seviyoruz seni..!

kedifelix'den gelen sağlam edit:  yok lan öle bişey, ahanda ispatı; ispat için tıkla bakalım
teşekkürler kedifelix..

nefes tutmaca


yapıyım diyorum olmuyor. yaşadıklarımı yazıyım diyorum olmuyor. burası bana ait biliyorum, biliyorum benim! ama olmuyor. nedense fırsatım olmuyor, yapamıyorum, yazamıyorum günbegün...

uçurtma bayramları dinliyorum...


bmw 7.30d alana 40 gb'lık hafıza


normalde bahsetmem böyle şeylerden, yani sevmem anlıcanız. geçen kısa bir süreliğine tanıtım filmini izleme imkanı buldum bu makinenın. "bmw 7.30d" efendim makinemizin adı...

motor hacmi, şanzimanı falan filan umrumda değil. haa bmw hayranı filanda değilim sadece bazı iç detayları ve teknolojik özellikleri cezbetti beni.

- 40 gb'lık bir hard disk var efendim aracın içinde. torpido gözünü açtığınızda karşınıza çıkan 2 adet usp bağlantı portu size muhteşem bir arşiv sağlayabilir. yani bunun dışında da beni cezbeden başka birçok özellikte var ama ben sadece bunu söyliyip gidicem.

unutmadan fiyatı; (TL bazında konuşuyorum) 493,000 TL si...


son atlayan fakirdir !..



































üç beş çocuk, fazla değillerdi. havuzda yapılabilecek bütün haylazlıkları yapıyorlar her zaman ki gibi. ailelerinin refah seviyesi (ki zenginlik diyoruz biz buna) normal bir vatandaşın on iki ya da on üç misli. tabi ki veledler de bunun farkında..


havuzun kenarında koşarlarken uyardım, düşüp kırmasınlar bir taraflarını diye. genel lifeguard kuralı (no runing) olmasında mütevelli işimi yaptım anlayacağınız. ama anlamadığım bir konuda takılmadı değil aklıma; - ulan neden uyarıyorum ki ben bunları, zaten evlerine gelen piyano ve çello öğretmenleri sanırım bunları da öğretiyordur !..

neyse daha sonra koşma faslını atlattılar efendim bunlar, sukunete bürünür gibin oldular. şimdiki heyecanları havuzun kenarından birinin üçe kadar saymasıyla birlikte havuza atlamak. tamam normal, hem de çok normal. son atlayan kaybediyor kuralda bu. farkındaysanız şuana kadar anlattığım her şey normal bir durumu ifade etti. bir olayı betimledi belki de, belki de değil öle.

şimdi durup düşünün, allah aşkına düşünün. eğer bu oyunu siz oynasaydınız ve o çocukların içinde siz olsaydınız, havuza en son atlayanın cezası olarak neyi seçerdiniz..?

zipnot; bu çocukların yaş ortalaması 7 - 8 arası

a) eşşek
b) salak
c) deli
d) köpek

çoğu kimse bunlardan hepsini seçebilir sanırsam. yani ortalamaya vurursak belki eşşek (ki doğrusu eşek) biraz daha öne çıkar. hatta bazen ilk olarak; e olur, daha sonra ş olur, yine ş, sonra e filan...

bakın farkındaysanız halen normal bir olayın detaylarını anlatıyorum.
efendim gelelim olayın incecik detayına; hani şahit olmaktan öte şaşkınlık katsayımın yükselmesi diyebilirsiniz buna. mirim bu çocuklardan üçe kadar sayan çocuk son atlayanın cezasını; "son atlayan fakirdir !" olarak belirledi. evet yanış duymadınız; son atlayan fakirdir!

gelelim iç gıcıklatan detaya; bence zenginlik seviyesi oynanan oyundan tutunda, insanların (buna çocukların en garip korkuları dahil) korkularını yahutta kötü gördükleri durumları etkiliyor. düşünsenize çocuk fakir olmayı kötü bir şey gibi görüyor. tamam yaptığım psikolojik bir çözümleme değil ama yine de garip bir detaydı...


erken kutlanan doğum gününden gelen edit; erkende olsa geçte olsa sanırım unutmamak için elimden geleni ardıma koymayacağım... pişttt fakir sana diyorum :)