şehirlerarası otobüs fantezileri


biraz ayrı kaldım kusura bakılmaya. bayram tatili malumunuz, memleket ziyareti, aile hasreti giderme politikası, damacana su siparişleri vs. bunlar aslında insanı hayata bağlayan diyaloglar amma velakin nerede o eski bayramlar..!

olay aslında bu da değil. ben şu şehirlerarası otobüs yolculuklarında kaldım. bakın bu her zaman olan bir durum değil, zaman zaman olan bir olay da değil. sadece o gün ki şansınıza bağlı. eğer şansınız iyi ise yanınıza oturan dımbık -dımbık diyorum çünkü öyleler- size rahat bir yolculuk yaşatır. aynen insanla yatağa girmek gibi; ne kadar tecrübeli ve kendinden emin ise insan ise o kadar rahat ettirir. bindiğin at gibi, rahat gidersin yani..

neyse geliyorum memleketten ismi lazım değil bir otobüs firması ile, koltuk orta sıraların biraz arka tarafları. hatta dur tam adresi veriyim; 38 numero! neyse her zaman ki gibi senelerin verdiği tecrübeye istinaden oturdum koltuğuma -ki cam tarafı olup olmaması sorun değil- başladım sakin yolculuğumun ilk dakikalarına.

yanımda oturan -dikkat: oturma kelimesi sadece normal insanların yaptığı eylem olduğu için söyledim, bildiğin lafın gelişi- öküz tek kişilik koltuğa bir yayılmış, sanırsın kendi evinde yeni aldığı tv koltuğunda oturuyor. ulan insan biraz toplanır, biraz kişilik sahibi olur! yok anam yok, kimsede saygı kalmamış, yok olmuş vesselam...

artık özel arabamı alana kadar gitmeme kararı aldım memlekete. ben giderim adım kalır otobüslerde sonra; çekemem çalı, çırpıyı ?!?

pis edit: hepsini geçtim birde ayladır uyumamış öküz gibi böğürmez mi..! suratına kusuyum suratın...