"merhaba ben bâde, bu da benim sesim.."

.


ilk olarak şunu söylemem lazım. uzun zamandır, yazdığım yazıların neye niyet ettiğini merak ediyorum. kendileri ile çeşitli sohbet ortamlarında, çeşitli dost meclislerinde meşk ediyor; bazı zamanlar gurûba karşı bu son bahçelerde keyfimizce mehtaba çıkıyoruz. eğreti duran ne varsa hayatlarımızda düzeltmeye çalışıyor, iştirakımızdan mütevellit duyduğumuz bu heyecanı, içinde bulunduğumuz ahvâlimizden soruyoruz. dem vuruyoruz kısacası; hayattan dem vuruyoruz..


mesela içlerinden birinin tek hayali; trt'de kadrolu bendirci olmak. düşünün o kadar saf, o kadar tekdüze hayalleri var. sıradanlıktan filan değil ha! sadece içlerinden geldiği gibi yaşayıp, içlerinden geldiği gibi konuşmalarından bu. çay söylediler sonra her birimize, tavşan kanı. aslında bu terimi kullanıp çayları söyleyen genç delikanlı, hayatında hiç tavşan kanı görmediğden olsa gerek; ulu orta kullanmıştı bu terimi. sonrasında, sohbet meclisinden, yaşını başını almış, tecrübesi burnunun ucuna kadar inmiş gözlüğünden belli olan biri kısık bir sesle sordu; 

sen hiç tavşan kanı bildin mi?

..bilmemiş garibim nereden bilsin. hiç ölü tavşan görmemiş ki. görmez de inşallah..

neyse biz hikayemize dönelim. bir diğeri mesela; onunda tek hayali yaptığı kara kalem çizimleri ulus'ta ki sergiye götürmek. biriktirdiği üç-beş kuruşu onlara verip; "abi şunları bi' kaç gün şurda assak da gelen giden baksa olur mu?" diyebilmek.

yapar ama o. ciddiyim! çocukta ışık var. ben gördüm yaa. hem temiz yüzlü, ak pak bi' şey. azıcıkta ağzı laf yapsa, vallahi de billahi de koskoca sergi açar darülbedai'de. hem tanıdığı varmış sanırım fünûn'dan. o elinden tutacak diyolla. hadi hayırlısı bakalım..



serkisof memed ağa..




bir hayale salık verme anlamındaki -di eki

.


iştirak etmek lazım müşterek olan her şeye. mutluluk mesela; hiçbir mutluluk yoktur ki sadece kendi başına yaşadığında anlam kazansın..

gidişte hakeza. sadece gidene yaramaz her gidiş, geride kalana da bırakır bir şeyler. sus pus oturmalar, aniden kalkıp gitmeler; hep geride kalanı acıtır..

iştirak etmek lazım. yok öle yalan dolan, her biri  yoksul iki bedene bir şeyler lazım. sefasını sürecek her kimse bu hayatın, ona da biri lazım..

dedim ya mirim, iştirak etmek lazım..


çimlere uzandığınız oldu mu?
yayılın çimlerin üzerine,
acele edin!
er veya geç
çimenler yayılacak üzerinize

                              Jaques Prevert




* iş bu yazı; uçsuz bucaksız bir kumsalda bembeyaz bir kağıda yazılmış (-dı).