1614 km'de barcelona, valencia, madrid, roma {bölüm ve sahne 5 \ extra}



başlarken bir de extra bölümümüz olacak demiştim hatırlarsınız belki :] aslında çok düşündüm ama sanırım yapmasam bir sürü şey eksik kalırdı.. işte bende kalmaması için yazıverdim efendim. baştan söyliyim; "kimse bana bunun suç olduğunu söylemesin, göz hakkı denen bişey var kardeşim bu dünyada!"

bölüm 1 {planlama}


efendim bu aşamada araç sürerken kendimi(z)i oyalayacak, böyle ne biliyim atıştıracak bir şeylerin olmasının hepimiz [ben, mcd, sem] için faydalı olacağını düşündük. bu yüzden de konuyu daha derinlemesine incelemek için çeşitli planlar yaptık! sade ve öz planlardı ama bunun kimse bu şekilde olacağını tahmin etmemişti. 

valencia'dan madrid'e giderken alışılmamış bir şey dikkatimi çekti. konuyu netleştirmek ve kendime yandaş bulabilmek için o an [genelde sürekli] uyuyan iki kişiye başvurdum. kendileri de bana hak verdi. konu mu? haa pardon; efedim konu yol boyunca sağlı ve sollu hiç bitmeden devam eden portakal ve mandalina bahçeleri idi. onlarda bana onay verdi. bunun bir göz hakkı olmalıydı! oldu da..

bölüm 2 {artık dayanacak gücümüz kalmamıştı}


evet kalmamıştı. valencia -> madrid yolunun kaçıncı km'idik hatırlamıyorum çektim kenara ve bu mandalina bahçesine doğru koşmaya başladım :\ kolay olmadı tabi etrafı metal bir çit ile çevriliydi. sahibi var mı yok mu hiç düşünmedim şahsen! umurumda da değildi hatta. eğer yakalanırsam dicektim  "al abi parası ne kadarsa" (yerse tabi!)


telaş!!! hemde haddindan fazla. yarabbim nasıl bir koku.. ben hayatımda bir bahçenin bu kadar güzel koktuğunu görmedim. nasıl bir mandalina kokusu, nasıl bir cezbediştir inanamazsınız :] itiraf ediyorum zamanım olsa oturur biraz daha koklardım yeminlen. yoktu tabi ki.. dedim ya telaş. ulan diyorum bizim orada olsa adama "yapma be dayı, iki mandalin için yapılcak iş mi?" dersin ama elin ispanyoluna nasıl anlatıcan derdini?!? tamam telaş var ama benim gözüm doymuyor ki kardeşim. koku o kadar güzel ki kendime hakim olamıyorum :] aldıkça alasım geliyor.{çaldıkça demiyorum farkındaysanız!} deim yeter artık bu kadar topukla..

bölüm 3 {yeter lan artık kaç kaç}


bu fotoğrafı koyup koymamak için çok düşündüm aslında. sonradan utanır mıyım dedim ama nerde bende o yüz :] yaa bi dakka ya! neden utanıcam ki? ben kalkmış taa türkiye'den gelmişim, iki mandalina {tamam 16 da olabilir} aldık diye idam edilecek değiliz ya? onlar gelse buraya bahçeden mandalina aldı diye kızacak mıyız adamlara? tabi ki hayır. eğer sahibi orada olsa isticektim izin ama yoktu napıyım?! 


ya bir de ne biçim çit yapmışlar telden!  zor tımandım valla. sanki gece gelip bütün hasadı toplucaz :] aldığımız bi kucak mandalina. neyse ben topukladım olay mahallinden. arkama bakma fırsatım olmadı, olsa bakardım :] çitten atlarken ganimeti çimlere atıp atladıktan sonra geri toplayacaktım. sonrasında aklıma cebime doldurup atlamak geldi ama başarılı olamadım :] 


neyse atladıktan sonra bütün ganimeti tekrar toplayıp arabaya doğru yürüdüm! tamam tamam koştum :] valla itiraf ediyorum sahibinden izin alıp yeseydik o mandalinaları bu kadar zevkli olmazdı. tamam belki yaptığım yanlış ama dedim ya "göz hakkı" denen bişi var bu dünyada. hem masumduk yaa, valla masumduk. en azından ben öyleydim :]

unutmadan bu fotoğrafları çeken sem'e dicek lafım yok! adama binbir zorlukla dalından mandalina topluyoruz adam bizi kayda alıyor. hiç utanma arlanma kalmamış bu adamlarda hiç!! :]

dakikalar sonra gelen edit: gururluyum çocuklarım için çaldım! :]