meksikalı olmak lazım bazen


meksikali'nin biri bisikletle amerika'dan ülkesine dönüyormus. bisikletinin arkasında bir torba, agir agir sinir kapisina gelmis. kapidaki görevli, meksikali'nin bisikletindeki torbadan suphelenmis ve aramak istemis. torbayi acinca kum dolu oldugunu gormus. arastirmis karistirmis ama kumdan baska birseye rastlayamamis ve meksikali'nin gecmesine izin vermek zorunda kalmis.



aradan iki hafta gecmeden ayni meksikali yine bisikletle ve bir torbayla, ayni sinir kapisindan gecmek istemis. ayni gorevli yine torbadan suphelenip aramis ve yine kumdan baska bir sey bulamamis.

3 böyle 5 böyle... 


her seferinde ayni sekilde gecen bu adamda hic bir sey bulamamak görevliyi cildirtiyormus ama yapabilecegi bir sey de yokmus.


1 yil sonra görevli bir barda icki icerken, sinirda arayip durdugu meksikali'nin da ayni barda oldugunu görmus. hemen yanina gitmis ve :
- artik sana bir sey yapamam.  çok iyi biliyorum ki sen sinirdan bir sey kaciriyordun. 1 yildir içim içimi yiyor, lütfen bana ne kacirdigini söyle, demis.

meksikali hafifce kafasini cevirip umarsizca mirildanmis:
- bisiklet.


çamaşır asacak  yer kalmayan çamaşırlıktan gelen edit: ben boşuna demiyorum hep olmayacak şeyleri düşünmek lazım diye...

verdiği sözü tutap bu yazıyı okuyacak yegane okuyucum için özel büdüt: sesin son zamanlardaki en iyi tonda haberin olsun. sanırım dertlerini attın bir kenara, unuttun eskileri.   
// gözlüklü karizmatik smile hedesi //