sözlük sayfalarındaki barby elbisesi


şehirler arası yolculuk anıları geldi aklıma. düşünüyorum ara sıra nasıl çeşitli şeyler diye. ama daha çok aklımda kalan erkek yanına bayan - bayan yanına erkek oturamama olgusu. tamam belki türkiye şartları için zor bir durum ancak; hiç oturmuşluğum yoktur valla. ben oturdum bir seferinde diyenlerin hepsi ya kuzeniyle oturmuştur ya da en fazla izmit'ten istanbul'a gelmiştir. o da belki sınıf arkadaşıdır...

yani neden oturtulmaz bir bayanın yanına bir erkek? uçakta oturtuyorsunuz ama! hatta 9 saat havada kaldığımı bilirim yanımda gencecik bir kuzucuk vardı. valla güzelde muhabbet ettik. hiç de rahatsız olmadım. ben olmadım eminim ki o da olmamıştır; çünkü giderken "sohbetiniz için çok teşekkür ederim" demişti, rahatsız olsa demez heralde!!!

valla bu mettoyu yıksak diyorum, kampanya filan yapsak bayanların yanına erkek versinler. bayan bayana, erkek erkeğe kalksın artık. yaaa derdim bayan olayı filan değil (olsa söylerim) sadece merak ediyorum nasıl olacak...

juju'dan bir alıntıyla bitirmek isterim yazımı; "delikli boncuk yerde kalmaz..!"
anlamını merak edenler masanın üzerinde duran zilin üstüne bassın resepsiyonist gelir...

comudus'tan gelen edit: acı tecrübenin hammaddesidir!

ruhiye'den bir şiir;


aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.