sülünün gözyaşları..

.

bütün yolların güzel sonlara çıktığı köşe başları düşlüyorduk. biz, kendi ihtimallerimizin en düşük olanına en güzel anların ilkini sıkıştırıyorduk bütün vardiyalarda. seyahat dendiğinde hep en uzak, en kimsesiz rotaları seçiyorduk bittabi. ilave olarak biraz kalabalık olsun diyorduk hikayesi. çünkü milyonlarca yıl önce bize bahşedilmiş dünyayı, kendi ekseni etrafında döndüren güç, sırf tek noktada yaşamamız için bize izin vermiş olamazdı.. 


ayrıca kimin en güzele gark olduğunu sırf biz bilemezdik. herkesin ya da kimsenin çevresi içinde güzel anıları olmalıydı. bunun paylaşılması konusunda ise örgütsel bir çalışma yapılmalıydı eril zamanlarda. mesela biz, bunlardan birine katılmıştık hallstatt'da. yoksunluktan nefsimiz kokuyordu yol olmayan yüksek dağ köylerinde. bunun tek anlamı yalnızlığın artık çekilmez olmasıydı;

"bütün kara parçalarında. elbette afrika dahil.."


..week 19 is over!