aşık olmak berlin'e, bir haftasonu..

.

dönüp dolaşıp berlin'e geliyoruz.. geçen hafta dört günlüğüne berlin'e yolum düştü tekrardan. ama bu sefer yaz ayında, havalar muhteşemken. işin garip tarafı kışın bu kadar anlamadığım, sevemediğim şehre bu sefer aşık olarak döndüm. size tonlarca sebep sayabilirim, cidden. ama öncesinde neden bu kadar hayram kaldığımın temellerini kuralım birlikte. döndükten hemen sonra bu kadar stressiz geçen bir seyahatin sebeplerini araştırmaya başladım. sonucunda şu araştırmaya denk geldim. araştırmada da görebileceğiniz gibi, dünya'da en stressiz şehirlerin bir sıralamasını yapmışlar. gariptir ki ilk 10 şehrin dördü almanya'dan. bu ilk 10 şehrin içinde berlin yok belki, belki en üstlerde göremiyorsunuz ama konu zaten bu değil. olay, bir ülkenin mentalitesine yer etmiş kuralların; insanların hayatlarına nasıl etki ettiğini, onların hayatlarını nasıl kolaylaştırdığına şahit oluyorsunuz. kurallar dediysem öyle katı, herkesi kısıtlayan şeyler değil. klasik insanı ve gerekli ufak detaylar. araştırmada da gördüğünüz gibi baktıkları noktalar insanın aslında normal ihtiyaçlarının karşılanması yönünde. ulaşım, sağlık, yeşil alanlar, trafik yoğunluğu, hava kirliliği, satınalma gücü vs.. düşünün, bunlar aslında sizin hiçbir uğraş vermeden sahip olmanız gereken gereksinimler. ama malum ülkede bunlara erişmek her yiğidin harcı değil. işte berlin'de bunların nasıl kolay ve ulaşılabilir olduğuna yaşayarak şahit oldum..


bir kere şehir tamamen yeşilden oluşuyor. bildiğiniz koskoca bir ormanın içine şehir kurmuşlar da siz de bu ekosistemin içinde şehircilik oynayan küçük canlılarsınız. iyi ki de öylesiniz.. çünkü evinizden işinize giderken bile ufak ormanların, göllerin kenarlarından geçiyorsunuz. hava 32 derece olsa bile serin bir ortamdasınız bu ormanlar sayesinde, ki bu bile tercih sebebi olabilir. ulaşım kusursuz, hem de her açıdan. belki bir hollanda değil ama bir o kadar da bisiklet şehri.  koskoca şehri bisiklet ile atını üstüne getirdik, tek korna sesi dahi duymadan. bilmem kaç şeritli yollarda bile bisiklet kullanımı için ayırılmış yollar mevcut. şimdi bu anlattığım şeylerin bir çoğuna avrupa'nın çoğu yerinde erişebiliyorsunuz şeklinde aklınızdan geçirebilirsiniz. ama işte öyle değil.. berlin, bu konuda üst seviye bir porformans sergiliyor. tribünler dolup taşıyor yani..

daha bir sürü şey anlatabilirim, sayısız hem de.. ama önemli noktadan bahsedip kaçıcam;

bakın.. konu her ne kadar insanı gereksinimlerin karşılanması olsa da; bunu size sağlayacak kurum devlet, onu devam ettirecek ise orada yaşayan insanlardır. yani size bahşedilen bu güzellikleri ne kadar kullanacağınız tamamen size bağlı. işte berlinerler de bu işi kusursuz yapanlar. kurdukları, sahip çıktıkları şehir sonsuza kadar yaşasın..

ha unutmadan, rahmetli başkan jhon f. kennedy'nin 1963 haziran'ında dediği gibi; ich bin ein berliner..

temmuz 2018 / berlin



..week 31 is over!