mahalle sütçüsünü inekle aldatmak


anam, yavrum, bidenemli dakikalar var aklımın bir köşesinde. buda onlardan biri olsa gerek...

hanım kızımız masumiyetin en şehvetli dakikalarında, hiç olmadık iştahlara bürünmüş. hani evde yalnız olsak, hiç kimseler olmasa yanımızda yap diyivericem. ama nedir bu işgal, nedir bu fethediş gönülleri???

ciciler içindeki celfinizmiz* semizlik ve kıştan beri besili ineğimizin altına yatıvermiş, aklına çocukluk anıları gelmişcesine sömürmekte ineği. tamam belki canı çekti, belki hiç olmadığı kadar istedi bunu ancak; biz ona neler verdikte almadı. tontoşum benim...

yok anam yok, fantazi dedikte bu kadar demedik. sen tut koskoca ineğin altına yat, em memelerini, em memelerini ?!? ayıp denen bişey var.

neyse ben kendisine bu durumdan ne kadar rahatsız olduğumuzu belirten bir tezhip ileticem. artık neremden emerse..

sırıtan edit: diğer meme boş kalmış gitsem mi acaba???

*: halk arasında gencecik, tazecik hanım kızlara verilen isim.

sebeb-i telif vol: 11

bir araya giriştir bu yaptığım, küçük bir debelenme çabasıdır;
hededir, hödödür..!


>>> bir önceki girdide bahsettim diye yazmıyorum bunları. saat 4:27 oldu diye de değil ayrıca. unutmadan ben elimde kavalı dolaşıp duran bir seyyah filan da değilim! artık zamanı gelmiştir perdeyi açmanın; söylemenin zamanı gelmiştir gerçeği..

>>> "rem" dinliyorum bunları yazarken ve her seferinde ne kadar saçma olduğunu bildiğim bu şarkıya bir kere daha hayran kalıyorum. lanetliyorum evreni, serinlik geliyor bir yerden susuyorum!

>>> döndüm hatıraların en koyu olduğu ayazı kulak kesen memleketimden. bu sefer hiç olmadığı kadar mis geldi kokusu. köyden olsa gerek bir iştah açtı bünyemde. yemek babında değil haa, özlemek hakkında. yeni bir kitap yazdım, arıyorum birisini bastırmak için. yalan söylüyorum her seferinde, kıs kıs gülüyorum.

>>> hiç bu kadar yakın olmadı gerçek sanırım bana. belki de ben hiç bu kadar koz vermedim kaderin eline. nedense bu sefer elimde kağıt olmamasına rağmen giriyorum ihaleye. neyime güveniyorum bilmiyorum. ya batarım ya da çıkarım gibime geliyor. ve ben biliyorum ki; eğer bir şey benim gibime geliyorsa hiçte iyi bir salık verilmemiştir bu en şerefli erkana...

>>> sırtımı dayayacak biri lazım aslında bana. derdimi dinleyecek değil, dert yaratmayacak. taksimin göbeğinde duyduğu ik klasik jazz senfonisinde benimle dans edecek biri. yanında geçtiğimiz bahçeden elma çalacak, yıkamadan yiyecek biri.

>>> en acısını artık daha iyi anlıyorum. uyandığımda yanımda olan bütün kadınlardan tiksiniyorum. defalarca sigarayı bırakmış biriyim sanki, her seferinde tekrar başlıyorum!!! bildiğin tiksiniyorum..

>>> öyle sancılı bir adet ki bu, sıcak su torbasıyla bile geçmez sanırım. utanmasan ağlayıp zırlıcam.

>>> bak yine yaptım; kendimi kandırdım. hiç utanmadım ki; hem de hiç. bir kere bile demedim ben yapamam! yaptım hemde en manyağını. yine yapıyorum; tek odada 10 kişiyle vals yapıyorom!

>>> büyükten küçüğe geçiş devresi var şimdi. 3+1'den 1+1'e geçiş. sepet sallıcam artık bakkala. santrali arayıp çişim geldi dicem. yapıcam sonra, gelip sifonu çekin dicem. (bkz: yeni bir eve taşınmak)

>>> siz hiç deli gibi sarhoş olmuş, oturduğu masaya 500 tl üzerinde hesap bırakmış ve bunun iki katını koluna taktığı bir rus orospusuna vermiş birine; "buyrun efendim burada sevişin!" dediniz mi? ben diyorum işte. bakmayın öyle şaşkın şaşkın. karnımı doyuruyorum!

>>> hiç anadolu yakasında geçesim yok biliyor musun? sana diyorum sana. hiç hemde hiç. dikkatinizi çekerim, tekil konuştum!

>>> "yok olmaz erken daha, biraz geç kalın ne olur. hiç hazır değilim henüz..."

olmadık zamanda gelen edit; "imtihan içinde imtihan vardır. derlen toplanda ufak bir imtihana satma kendini"  Hz. Mevlana

dilden düşmeyen edit; "uyan ey gözlerim, gafletten uyan.." Sultan III. Murat Han