yalan söylemek için bir gerçek aramak



hadi bana bir yalan söyleyin. bundan gerçek olsun ama..


soğuk öyle bir hal alır ki bazen; iliklerinize işler, kanınızı dondurur. bazen de öyle anlar yaşarsınız ki; ne soğuk kondurur kanınızı, ne de yalan söyleyecek bir gerçek ararsınız. işte böyle anların birinde gördüm bu küçük kızı. şişli'nin arka sokaklarının birinde..

hani mağaza önlerinde sıcak hava üfleyen küçük mekanizmalar vardır ya; işte onların birinin üzerine oturmuş, soğuktan üşüyen ellerini ısıtıyordu. ilk defa bu kadar saf bir sıcaklık vardı dünya üzerinde. güneş bile ısıtmamıştı bu kadar dünyayı. lanet edecek ne kadar çok şey varsa ettim. susmak haddim bile değildi!


hala gülüyordu.. fotoğraflarını çekip oradan ayrılırken bir kaç adımda bir duraksadım. ne yalan söyleyeyim hayatımda onun kadar içten gülmedim, belki de onun kadar üşümedim bile. ayak uçlarıma bakıp yürümeye başladım sonra. her adımda sanki bir şeyler ezip geçtim. dur diyemedim, "gel" demek aklımın ucundan bile geçmedi. şimdi düşünüyorum da; her yağmur yağdığında oraya gitsem, sonra orada ellerini ısıtan küçük bir kız çocuğu görsem ve desem ki; "ben söyleyecek bir yalan bulmadım, sen bana gerçeği söyle.." acaba benim de yüzümde böyle saf bir gülümseme olur mu?

unutmadan; siz söyleyecek bir yalan buldunuz mu? bunun kadar gerçek ama..!