satıyorum satıyorum saaaattım

Satılık... Bildiğiniz satılık bir masa. Ebay'e koymuş birisi ordan satıyo. Bayada güzel hani. İşçilik olarak kaliteli olduğu belli, döşemeleri de oldukça yeni ve sanırım deri. Satılmasının sebebini anlamış değilim itiraf ediyim. Belki acil bir ihtiyaçtan... Şimdi bunu ne diye buraya koyduğumu merak edebilirsiniz ? Haklısınız ama emin olun bi sebebi var :) bak yaa halen gülüyorum. Yaa bana bunu biri anlatsın, bişey desin, halen gülüyorum
edit: 26.11.2008'den...

öylesine söylenen

Tanımıyorum; ne o beni biliyor ne ben onu... Olasılık üzerine konuşmalar yapsaydık kendisiyle, kesinlikle %0 olurdu sonuç. Bilinmez bazı şeyler söylerdik ikimizde belki de anlamazdık neler söylediklerimizi. Deklanşöre dokunma sayısı 1, habersiz yakalanan kişi sayısı 0... Öyle olması için çabalamadım bile, sadece baktım ve çektim. Fotoğraf Amerika'dan. Newyork, times square... Büyük ihtimalle turist, elinde ki poşetten anlıyorum. Bir Amerikalı'nın elinde o poşetle sokaklarda dolaşacağını düşünemiyorum... Ama duruşunda ki rahatlık kuşkuya düşürmedi değil beni, kendimi... Beklediği şey her ne ise biraz canını sıkmış, yorum yaptığıma bakmayın sadece tahmin benimkisi... Bir isim vermeye çalışmadım fotoğrafa, newyorkgirl şeklinde kaydettim sadece bilgisayarıma. Amerikalı mı onuda bilmiyorum, aslında bilmekte istemiyorum. Bilsem bunu diyecek fırsatım olmazdı, bana bunu vermezdi bu cins-i latif...
Neden düz durmamış, neden bu asillikte ki ivmeyi vücuduna vermiş tartışılır. Karşıya geçebilecek diye düşündüm ilk önce, bekledimde hatta ama geçmedi. O cizgilerle bir alıp veremediği olduğunu düşündüm ilkin; ama yok sanırsam. Bakın eğer bunun gibi bir anı yakalarsanız - ki bence dayanılmaz bir hafiflik yaratır bünyede - emin olun hiç teraddüt etmeyin ! Basın bilmem kaç kere, yanan poz olsun. Hıçkılıklar atın, çığlık yerine. Heyecandan olsun bu sefer ki, ben çektim diyebilesiniz diye. Poşette yazana gelince; "I Love Newyork" sanki süs gibi durmuş burda. benim için sadece detaydı ama onun için bilmem kaç kez almak istediği bir hediyenin sadece ambalajı olmuş, tıpkı üzerine giydiği deri ceketi gibi. Sahibine küs, bir o kadar da cüretkar. Alın koyun bir köşeye bunu... Araya girişte değil bu sefer ki; dökülen bilyeleri toplamaya çalışmak bir bakıma !
edit: 24.11.2008'den...

seyahat yazılarım



=============================
=============================


=============================
=============================





sebeb-i telif vol: 2



>>> artık Yo-Yo' larımı gizli kalmış dehrizlerimden çıkardım. kendileride itirafda bulundular, özlemişler benüüüüü...Yolda, otobüste metro'da paso oynayıveriyorum... yine herkes ( lafıda kullananlar sürekli herkez şeklinde söyler anlamış değilim ) garip garip bakıyo, alışılmışlık var aslında ama uzun süredir de sahalardan uzak kalmının verdiği bir makarna süzgeci edası sanırım halen üzerimde
>>> İtalya'ya gidişime şuan itibariyle 5 gün kaldı... Evet tek gidiyorum; kim dedi İbo'nun gelmediğini..? Sizden de bişey kaçmıyo helal valla. Öyle gelemiyo İbo ( gelemiyo dedim dikkatinizi celb ederim ) artık yalnızlığın senfonisinde şef ben olucam... Gerçi İbo'da da gelse yine ben olacaktım ama neyse :) Şimdiden aklımda olanların listesini yaptım, yani bi bakıma hezeyan pıtıpıtıları... Sırt çantam hazır { dağcıların kullandıklarından, kullanışlı bişey } kapşonlu şeyler düşünüyorum daha mantıklı olur, yağmurluğumu unutturmayın bi de... Aklıma gelmişten sebebini bilmiyorum bir şey eksik { aslında biliyorum ama söyleyecek cesaretim yok !.. bişey eksik yanıma alamadığım almak isteyip ama götüremediğim }
>>> Master tezini yazmaya devam ediyorum, işten gelince yorgun argın oturuyorum başına. Uyuya kalıyorum çoğu zaman başında, sabah 6' da kalkmalarda cabası... Biter diye düşünüyorum pisi pisiiii
>>> Şirket Ümraniye'ye taşınıyo. Vallahi ne desem ki, eğer altında varsa bir durum sebep olana sebep oluruz biline !..
>>> Çoktandır ney üfleyemiyorum... Üstad'a ayıp olmuyo değil ama gerçekten zamanım kalmıyo. Eski nefeste kalmamış hani, şöyle suzinak makamında bir taksim için. Ama zaman oldukça elimde hattı bunu yazarken bi ara varip bi nefes üfledim o mübarek kamışın içine. Neler söyledi bir bilseniz, neler anlattı... Kendime not; bir seferlik haykırış Üstad için olacak, yad etme vaki geldi de geçiyo hani !..
>>> Kibrit koleksiyon için gelişmiş bir konsept ile tekrar karşınızda olacağım :) İtalyadan baya toplarım diye düşünüyorum, şöyle koleksiyona yakışan cinsten. Grazye mösyö mille grazye...
>>> Sağlıklı beslenme dönemim tekrar başladı, vallahü et yemiyorum ne zamandır, sebzesel kırıntılar çıktı hayat röntgenimde. Bilen bilir yemek konusunda farklı bir dünya çıkarırım ateşten. Daha önceden yaşanmamış, el değmemiş cinsten. Bu yüzden başlayan bu dönem hayırlı olsun bark-ı ahaliye...
>>> Söylemeden edemicem, aldım defterimi... Ne defteri dediğinizi duyar gibiyim. {siktir lan bi bok duyduğun yok} bütün seyahati not edicem en ince ayrıntısına kadar. Belki kabul eder okumayı... Basılsın para şeediyim diye değil; sadece olmasını isteyipte olmadığım bir sinema rolünde senarist olma çabası... Biraz gülünç, biraz sitemkar, güzeldi. Adımın Türkçe'de ki yankısı özeldi !.. Edit; Yılmaz Erdoğan
>>> Ben bu kadınların Mango tutkusunu anlamış değilim. Belirtmek istedim, gözüme çarptı geçenlerde...
edit: 21.11.2008'den...

fotoğraf albümü



© Uğur Güçarslan(fransa{paris)

..fotoğraflar hiçbir şekilde izinsiz kullanılamaz..