içten sarılmak ve tramisu sohbetleri


...sonra tramisu ve soğuk olmayan bir su söyledi. öyle ki; bardak bile az geldi hayallerindeki özgürlüğe, geri gitti. çantası o kadar ağırdı ki taşımaktan omzu ağrımış, sürekli bunu mırıldanıp duruyordu. o kadar tatlı geldi ki o mırıldanma; ne gerek vardı diye düşünmeden edemedim o tramisuya..ya.

önce bıçakla tatlının üzerindeki kahvelerle oynadı, daha sonrada tatlının geleceğiyle. o kadar güzel oynadı ki; sanırım o bile tahmin edememişti bunu!

gelelim hikayenin devamına; bu hikayenin devamı yok! başıda yok aslında, sadece yapılabilecek en anlamlı şeyi yapıp gitti. aynı kurşuni renkler gibi sürülmek istenmeyen renklere bürüdü bütün dünyamı bu terk-i diyar ile. halbu ki sezen bile sürülmek istememişti..

şimdi bu hikayeye bir son bulmam lazım ya işte o söyledi sonunu; 


29.06.09 Kuzu'dan :)


beyaz zemindeki kırmızı ruj lekesinden gelen edit; 


"yok olmaz erken daha, biraz geç kalın ne olur, hiç hazır değilim henüz"


4 fikre tercüman olmuş:

Adsız dedi ki...

Gerçekten merakımdan soruyorum. Hikayenin sonu neydi? 29 Haziran önemli bi tarih. Ehe, belki de söylemeyeceksin, biliyorum ama sormak lazımdı.

FKH dedi ki...

hikayenin sonu..

aslında hikaye öyle bi şekilde gelişti ki ben bile şimdi tekrar okuyunca detaylarına inemiyorum. ha sonu için yazılacak bir sürü senaryo vardır elbet lakin; yazılmaması daha hayırlı sanki. bilmiyorum. belki de bilmediğim için bu kadar rahatım. bu arada hakikaten rahat mıyım?

Adsız dedi ki...

Rahatsın.

FKH dedi ki...

peki öyle olsun..

Yorum Gönder

hani duşa girersin de su ısınana kadar geçen süre içinde yaşadığın üşüme vardır ya?

hahh işte o anlarda aklına takılan bir yorum olsun..