uyuyamıyorum son zamanlarda, bir terslik var sanki; bir yerlerde olmamış henüz kopmamış bir fırtınayı bekliyor gibiyim. kafayı dağıtmak için paris'e gitmek istemek bile sanıldığından daha karmaşık! koçaman bir korada herbiri aynı notayı çalarken elindeki entrumanı bırakmış onları dinleyen bir müzisyen edasıyla bakıyorum artık insanlara. acaba şimdi ne yapacaklar der gibi. sebepsiz, rücu halinde...
sıkıntıları paylaşmak üzerine konuştum geçen bi dostla, anlattı dinledim. sesindeki tedirginlik o kadar içtendi ki sanki; "söylüyorum ama sakın aciz olduğumu sanma! ben bunlar gibi daha neler devirdim şu yaşıma kadar..." der gibiydi.
gibiydi diyorum fark ettiyseniz. görmedim çünkü yüzünü.
ne olduğunu bilmeme rağmen bimemezlikten geldim, suçluyum kabul ediyorum.
en azından kaza mahallinde; "112 acil'in numarası neydi?" diye haykıran kızdan daha masum değilim onu biliyorum...
3 fikre tercüman olmuş:
I guess if you go to Paris (Did I understud good?) would be fabulous, walk on the champs elisees...
That would be a perfect place to think... be with your own, dont you think?
Regards
i think that yes, but i need a little more time.
thanks.
duş değil.ama bi şarkının en sevdiğin bölümü vardır ve sürekli sardırıp o lanet bölümü dinlersin ya. öyle yani.nasl bi yapıt nasıl bi sanat ve istikrardır hem kabulleenemiyorum hem özeniyorum hemde sonra bi bakıyorum buradayım.uçağa binmece olmadan dolaşıyorum sannki. eem ne diyorduk,küresel ısınma var ..
Yorum Gönder
hani duşa girersin de su ısınana kadar geçen süre içinde yaşadığın üşüme vardır ya?
hahh işte o anlarda aklına takılan bir yorum olsun..