FKH ile "nasıl ucuza seyahat ederim?" konusuna subliminal yaklaşımlar

.

st. petersburg yazısında seyahatin maliyetinden bahsettim, okuyanlar hatırlayacaktır. bunun üzerine bir çok mail, bir çok yorum aldım; "nasıl bu kadar ucuza seyahat ediyorsun?", "nedir bunun yolu?", "imkansız o kadar ucuza seyahat etmen!" gibilerinden. size bu konuyu biraz eğlenceli anlatmaya karar verdim. hem bu şekilde daha akılda kalıcı olur diye umut ediyorum. 

ilk olarak şunu açıklamam lazım ey sevgili okur. ben dünyayı gezecek kadar zengin bir insan değilim. hatta zengin bir insan hiç değilim. eğer bana sorarsanız çulsuz bir insan olduğumu bile söyleyebilirim. ben sadece önceliklerini iyi belirleyen ve imkanlarını bu yönde kullanan biriyim. (bunu da bir yazıda çoook detaylı anlatmayı planlıyorum) durum böyle olunca, yani insan elindekileri iyi bildiğinde çok fazla sıkıntı çekmiyor dünyayı gezmek için. zaten benim yaptığıma da tam olarak dünyayı gezmek denemez. bunu şuanda yapan bir çok arkadaşım var. onlar "dünya turu" terimini çok iyi gerçekleştiriyor. bu yüzden benim anlatacaklarım zaman ve imkan bulunduğunda bir ülkeye nasıl ucuz seyahat edilir, nasıl ucuza konaklanır, planlama yapılır ile alakalı. bu yüzden anlattıklarımı kapsamlı düşünmek yerine maddeler halinde anlatmayı planlıyorum. bunu da son st. petersburg seyahatimde yaşadığım hostel maceramdan yola çıkarak yapacağım. içinde; kin, nefret, aşk, şampanya, ne arasanız var. bu yüzden derinlere dalmayın derim..


daha ilk fotoğraftan ne kadar da ciddi olmadığımı gördünüz sanırım :)

işin şakası bir yana s.t peter'e seyahat etmeden önce hesabımdaki paraya şöyle bi' baktım. uçak bileti hariç hepi top 350tl kadar bir para vardı hesabımda. bunu dolara endekslediğinizde 200$, rubleye endekslediğinizde ise 6000 ruble civarında yapıyordu. e bu parayla konaklama, yol, yemek, eğlence vs. hepsi yapılacaktı. bakıldığında ne kadar da zor görünüyor değil mi?

değil efendim;

konaklama; bir seyahatin uçak biletinden sonraki en büyük masrafı oluşturan kalemi belki de. bu yüzden seyahatlerde konaklamayı planlamak ve en ucuz şekilde kapatmak çok önemlidir. elbette bunu tamamen ücretsiz yapmakta mümkün. couchsurfing gibi sosyal platformlar size dünyanın her yerinde aynen sizin gibi gezgin insanların evlerinde konaklama imkanı sunuyor.   bunu daha önceden deneyimlemiş birisi için inanılmaz zevklidir. hiç yaşamamış bir insan içinde biraz korkutucu gelebilir.  eğer "ben tanımadığım insanın yanında kalamam, korkarım" diyorsanız o zaman sizin için tek seçenek kalıyor; hostel..                                                                               
efendim hostel denen hadise dünyanın hemen hemen her ülkesinde olan -olmayan duymadım ben-, gezginlerin ucuz, güvenli, rahat ve en önemlisi eğlenceli konaklamasını sağlamak için kurulmuş mekanlar. kimisi eski bir apartmandan bozmadır, kimisi eski bir manastırdır -ki italya/lucca'da böyle bir tanesinde kaldım- kimisi bir evin bütün odalarıdır, kimisi çok modern bir bina, kimisi de eski bir uçağın kokpitidir. peki bunu seçerken neye dikkat etmeli, neyi göz önünde bulundurmalı? işte uğur'un kendi deneyimleri ile hostel seçerken dikkat ettiği belli başlı konular;
  • hostel bulmak için bir çok site var. bunları iyi araştırın. fiyatlar çoğunda farklılık gösterebilir.
  • bulduğunuz hostel fiyatlatlarını diğer sitedekilerle kesinlikle karşılaştırın.
  • şehir merkezine yakın olanları tercih edin. böylece ulaşım için fazla masraf etmemiş olursunuz.
  • hostellerin aldıkları puanlara (temizlik, güvenlik, ulaşım, eğlence) dikkat edin. çünkü onlar en objektif puanlamalardır.
  • hosteller hakkında yazılan yorumları kesinlikle okuyun. hepsi tecrübeyle sabittir. ulaşabiliyorsanız yorumları yazanlara ulaşmaya çalışın.
  • bulduğunuz hostel için kesinlikle rezervasyon yaptırın. unutmayın sizin gibi seyahat eden binlerce insan var ve yer bulamama durumunuz olabilir. 
  • rezervasyon için kredi kartı kullanmaktan çekinmeyin. bu her zaman güvenli ve daha kesindir. 
  • yanınızda kesinlikle bir yastık kılıfı bulundurun. hosteller size temiz çarşaf ve kılıf verse de emin olun buna ihtiyacınız olabilir.
  • yanınızda kesinlikle bir asma kilit olsun. çünkü size sunulan dolaplar kilitsiz olabilir. güvenlik ve gönül rahatlığı için bu çok önemli.
  • hosteli seçerken kahvaltı verip vermediğine, internetin bedava (free wifi) olup olmadığına bakın. hostelin sayfasında bu bilgiler hep yazar.
  • fiyatı daha düşük tutmak için kişi sayısının daha fazla olduğu odaları seçin. tek kişilik odalardan %60-70 daha ucuzdur.
  • ... aklıma geldikçe güncellerim
anlattıklarım benim genel olarak bir seyahate çıkmadan yaptıklarım. bunları söylerken kendi fikrim olduğunu sakın ola aklınızdan çıkartmayın. elbette ben de isterim beş yıldızlı otelde bütün öğünleri açık büfelerde yeyip, odamdaki jakuzide pitbull'un klibindeki hatun kişilerle zaman geçirmeyi -ki yapmıyorum değil- ben sadece cebimdeki parayla en fazla verimi nasıl alıyorum ona bakıyorum. hani ilk başta dedim ya st. peter'de kaldığım hostel diye; işte örneklendirmeyi de onunla yapayım size..




petersburg'a gitmeden önce bir çok araştırma yaptım kalacak yer konusunda. bir çok hostel araştırdım, yorumları okudum, puanlarına baktım. bunlardan bir tanesini seçecektim ve her zamanki gibi geri kalanı şansa bırakacaktım. -eğer yola çıkmayı kafanıza koyduysanız ve bir şeyleri göze aldıysanız şans sizin yanınızdadır unutmayın. ona güvenin, zaman bulursanız sarılın ona- öyle de oldu. ben tercihimi apple hostel'den yana kullandım. 5 gecelik konaklama, tertemiz yatak ve çarşaflar, sabah kalktığınızda hazır yerel rus kahvaltısı, kalabalık olmayan odalar, temiz banyo ve tuvaletler. kısaca bir gezginin isteyebileceği her şey vardı. hostel st.peter'in tam merkezindeydi. yani görülmesi gereken belli başlı yerlere yürüme mesafesinde. bizim taksim'imizde, sultanahmet'imizde yani. bu yüzden hiçbir şekilde ulaşıma para vermedim diyebilirim -havalimanı transferi hariç. ki o da 25RUB yani 1.5TL-  bu hizmetler içinse ödediğim toplam ücret 1500RUB yani 92TL idi.

ne kadar param vardı peki?
- toplam 6000RUB.
ne kadar kaldı peki?
- 4500RUB..

devam..


bakın! ben en başta ne dedim size; "ben dünyayı gezecek kadar zengin bir insan değilim. hatta çulsuz bir adamın tekiyim.." durum böyle olunca iyi hesap yapmak gerek ey sevgili okur. naptık? hosteli bulduk, yerleştik. neydi hostel? temizdi, şehir merkezine yakındı, !!ucuzdu!! ve inanılmaz eğlenceliydi..

st. peter yazısında ve gary ile jeffrey'i anlattığım yazıda hostelin ne kadar eğlenceli olduğundan bahsetmiştim size. bunu biraz açmam lazım sanırım. bundan önce bir çok ülkede, sayısız şehirde bir sürü hostelde kaldım. kimi biraz pahalıydı, kiminin kahvaltısı güzel değildi, kimi temiz değildi vs. ama hiçbir zaman yılmadım. -çünkü yoldaysanız, yolcuysanız bunlar çok doğaldır. yeri geldi tren garında uyudum, 5-6 gün duş alamadım ama yılmadım. çünkü aklımda hep keşfetme fikri vardı ve beni ayakta tutan en büyük duygu buydu- st.peter'de ise bu bahsettiğim durumların hiçbiri yoktu. bir kere küçük bir hosteldi. bu da insanlarla daha samimi olmanıza imkan veriyor. dünyanın farklı ülkelerinden gelmiş insanlar. farklı kültürler, farklı diller, farklı anılar, farklı, farklı, farklı.. en güzeli de bu değil mi? hiç tanımadığınız insanların anılarını dinlemek, onların maceralarına şahit olmak, pasaportundaki damgalarıyla övünmelerini izlemek. hepsi o kadar güzel ki. bu yüzden siz ne kadar soğuk olursanız olun, içinde bulunduğunuz ortam sizi ister istemez sıcak bir insan yapıyor.

apple hostel'de böyleydi işte. alsında sadece fiyatı ucuz, yorumları ve puanları iyi, lokasyonu merkezi diye (zaten başka neyi için seçeksem) seçmiştim. ama karşıma harika çalışanları, süper bir sahibesi, çok kafa misafirleri vardı. daha ilk gün; sırtımda çantayla içeri girdim ve karşıma deli gibi gülümseyen bir çalışan. hoş geldin dedi ve hemen bir sandalye çekip işlemlerimi yaptı. gitmeden bir kaç soru sormuştum kendilerine. onlara da çok açık ve hızlı cevap vermişlerdi. kayıt işlemlerimi yaptıktan sonra "biz de seni bekliyorduk" dedi. ne için olduğunu sorduğumda ise "dışarı eğlenmeye çıkacağız, senin de olmanı istedik" dedi. düşünün daha ilk gün, ilk dakikalar. sonra bütün hostel ahalisi -ki hepi topu 12-13 kişiydik o an- hostelin hemen yakınlarındaki bir pub'a gittik. fiyatları ucuz ve gerçekten de oturup bir iki kadeh içilebilecek harika bir mekandı. gece geç saatlere kadar içkiler içildi, herkes hikayesini anlatı. kısaca; daha ilk günden size yaptıkları hizmetin ne kadar da güzel olduğunu, tek amaçlarının sizin kalacağınız günlerde mutlu olmanız için olduğunu gösterdiler. emin olun bunu dünyanın bilmem kaç yıldızlı oteli size karşılıksız yapmaz. yapsa bile bu kadar içten yapmaz, içten yapsa bile sıcak değildir, sıcak olsa bile yenmez. güvenin siz bana ya :)

ulaşım (şehir/ülke içi); bunu uçak bileti hariç anlatıyorum çünkü o durum başlı başına farklı bir olay. yani size şu şekilde ucuz uçak bileti buluyorum dersem yalan olur. çokça araştırma, baya bir deneyim, birazda şans lazım. bütün bunlar bir araya gelince emin olun ucuz uçak bileti çıkıyor ortaya. ama her zaman değil elbette. mevsimler, tatiller vb. ektenler bunu değiştirebilir. anlatmıcam dedim dedim yine anlattım! bak noldu şimdi? efendim bir ülkeye gittiğinizde sizi bir yerden başka bir yere götürecek en güzel şey o güzel bacaklarınızdır :) ciddiyim! yani bir gezgine neden yürüyorsun derseniz hata edersiniz. çünkü bir ülke, bir şehir en iyi yürüyerek gezilir. elbette mevsimler farklılıklar (kar, çok feci yağmurlar, aşırı soğuklar, boğucu sıcaklar) sizi bundan alıkoyabilir. bu zamanlar ne yapıyoruz peki? aşağıdaki maddeleri okuyoruz efendim..

  • "ülkenin en iyi ulaşım aracı nedir?" bunu kesinlikle iyi bilin. otobüs mü, metro mu, bisiklet mi, gondol mu?
  • bunu öğrendikten sonra internetten fiyatlarını araştırın. ben bulamadım bunu demeyin çünkü var. şimdi girip size guatamala'daki otobüs bileti fiyatlarını bulurum dımdızlak kalırsınız valla..
  • şehrin ulaşım haritasını indirin bilgisayarınıza. incelerken şehrin önemli yerlerine hangisi ile gidilir bunu araştırın. metro ile mi, otobüs ile, yoksa yürüyerek mi?
  • bazı şehirlerin (mesela roma gibi) 2-3 günlük ulaşımınızı sağlamanıza imkan veren biletleri vardır. bunları iyi öğrenin. eğer varsa bunlar her zaman daha uygundur, bunlardan alın. 
  • ülkeye, şehre göre otostop yapmaktan çekinmeyin. bu sizin her zaman yararınızadır.
  • bisiklet kiralama konusunda araştırmacı olun. hatta eğer mevsim yazsa ilk tercihiniz bu yönde olsun.
  • ülke içinde şehirlerarası yolculuk yapacaksanız bana mail atın.
  • ve unutmayın en güzel şehiriçi yolculuk yürüyerektir. çünkü" allah yürü ya kulum" demiştir..
malum st.peter örneği üzerinden gidiyoruz ulaşımı da bu örnek üzerinden devam ettirelim. ben st.peter'e gittiğimde hava -24 ile -28 derece arasında seyrediyordu. kısaca kıçlar, bildiğiniz donma sürecine başlamıştı. bu da yürümeyi, hatta sokağa çıkmayı bir hayli zorlaştırıyordu. peki ben naptım? elbetteki çıktım sokağa ve yürüdüm. şu fotoğrafımda görüldüğü üzere sakallar, bıyıklar donmuş halde sokaklardaydım. ama nasıl? çünkü gitmeden araştırdım ve o şekilde hazırlıklı gittim. durum böyle olunca da her şeye hazırlıklıydım. dediğim gibi çoğu yere yürüyerek gittim. sadece iki ya da üç kere metro, iki kerede (havalimanına gitmek için) otobüs kullandım. bunların her biri 25RUB yani 1.5TL toplamda 5 kere toplu taşıma kullandığımı varsaysak 125RUB yani 7.5TL yapar. kısaca hiçbir şey..

kalacak yeri ödedikten sonra ne kadar param vardı?
- 4500RUB
ulaşım için ne kadar harcadım?
- 125RUB
ne kadar kaldı?
- uğraştırmayın beni, baya çok kaldı..


ilk günkü bu sıcak yaklaşımı görünce insanın mutlu olmamak için çokça uğraşması lazım. sizi mutlu edebilmek için her gece bir eğlence düzenliyor. siz de buna kayıtsız kalamıyorsunuz haliyle. gece kulüpleri, publar filan derken st.peter'in gece hayatını keşfediyoruz. bu konuya st.peter yazısında biraz değinmiştim ama biraz daha anlatmak lazım. çünkü bu da bir gezgin için önemli bir kalem :) (sizi sizi) şimdi efendim elbette insan gittiği ülkede eğlenmek, belki sarhoş olmak, belki hayatının aşkını bulmak filan isteyebilir. (son madde için rusya güzel bir tercih bunu belirtmek isterim) normal olarak da bunu sokakta yürürken (yine son madde için geçerli değil) öğrenemez, bulamaz. şehrin gece hayatının kalbinin attığı yere gitmek lazım. tam bu konu için st.peter'de sizin özel biçilmiş kaftanlar var. giyin üzerinize bir bakın. olmazsa diğerini deneyin. hepsi  birbirinden güzel ve eğlenceli. peki fiyat ne kadar diye merak edenler için şunu belirtmekte fayda var. uçuk değil! hatta ucuz bile diyebilirim. örneğin yerel bir rus birası 100 ila 130RUB  (8-10TL) arasında. votkalar ise o fiyatlara yakın, belki biraz pahalı. şimdi durum böyle olunca insan eğlenmek istiyor efendim. buna karşı koyamıyorsunuz. gidip iki kadeh bir şeyler içip eğlenen insanları izlemek, belki siz de katılmak istiyorsunuz. bence kasmayın kendinizi; bırakın kendinizi müziğin ritmine.. (bunu da hep söylemek istemişimdir ha)


hani nasıl ucuza seyahat ediyorumdan bahsediyorum ya size; 

bunun içinde yeme-içme konusunu karıştırmamaya karar verdim. çünkü hali hazırda et yemeyen biri olarak vereceğim öğütler pek size uymayabilir. gidip marketten soya fasulyesi alın, hostele gidin dökün tabağa kepekli ekmekle bi güzel yiyin dersem sanırım pek hoşunuza gitmez. bu yüzden bunu sizin zevkinize bırakıyorum. isterseniz ülkenin en güzel lokantasında yiyin yemeğinizi, isterseniz de sokak satıcılarının tezgahlarında. çoğu insanın yaptığı gibi fast food tercihi de olabilir belki seçiminiz. bilemem. bu yüzden karar tamamen sizin. ha bunları söylerken ben sadece marketten aldıklarımla geçirmiyorum elbette günlerimi. yerel yemekleri, değişik tatları elbetteki tadıyorum. zaten bunu yapmazsanız hiçbir anlamı yok bu seyahatlerin. halkın tercihlerine önem verin, salaş yerleri tercih edin buralar her zaman daha lezzetlidir, fast food denen katilden uzak durun, marketlerden alışveriş yapıp hostelde yemek pişirmekten (yeteneğiniz varsa tabi) çekinmeyin. yeme-içme konusundaki öğütlerim de bunlar olsun sizin için..


iki gün üç gün derken her gece farklı bir mekanda, farklı bir ortamda aldık soluğu. inanılmaz eğlendik. bütün kızlar benimle ilgilendi, hepsi çok güzeldi, afet-i devrandı hepsi, görcektiniz o hallerimi.. (şaka tabi ki) yani hepsinin benimle ilgilendiği kısmı şaka. evet her gece dışarı çıktık, her gece farklı bir mekanda eğlendik. sonra bir gün hostelimizin sahibesi güzel insan bir akşam elinde bir sürü yiyecek ve alkolle çıkageldi. biz acaba bu akşam nereye gidiyoruz diye merak ederken parti hostele taşınmıştı. yazının başından beri gördüğünüz bütün fotoğraflar o akşama ait işte..


meğersem o iki üç gün içinde bizim hostel st.peter'in en iyi hosteli seçilmiş de haberimiz yokmuş. hostel sahibemizde bunu kutlamak için kapmış erzağı koşmuş bizim yanımıza. belki bu size çok sıradan bir şeymiş gibi gelebilir. anlarım. lakin değil efendim, hem de hiç değil. yine bir otelden örnek verelim. gittiğiniz ülkede kaldığınız bilmem kaç yıldızlı otel şehrin en iyi oteli seçilse bunu sizinle kutlamak gibi bir girişimde bulunur mu? büyük ihtimalle hayır. sadece aldığı belgeyi duvarına asar ve bu şekilde bir durum yaşanır. yani o ödülü alması için verilen yorumların sahibi sizlere pek pay çıkarmaz. ama kaldığım hostel bunu yapmadı. o bütün payı bize, bizden önce kalanlara ve bizden sonrakilere çıkarttı. bu bizim için büyük bir onurdu elbette. hele yaptığımız küçük kutlama;

tek kelime ile muhteşemdi..


hayatımda ilk kez denediğim ev yapımı viski ile başladı gece. plastik bir su şişesinde geldi ortaya. herkese azıcık ikram edildi. ilk önce denedik. ne olduğunu tahmin etmemizi istediler. elbette kokusu viski gibi ama insan ev yapımı viski olayını tahayyül edemiyor. durum böyle olunca da denedik bizde. herkesin tahmini likörden yanaydı. lakin bir likörün bu kadar ağır olması da pek mantıklı gelmedi hiçbirimize. sonradan ev yapımı viski olduğunu söylediklerinde herkesin yüzünde koskoca bir afallama belirdi. hayatımda ilk defa ev yapımı viski denedim ve muhteşemdi. iskoçya'da viskinin ülkesinde çok farklı viskiler denemiştim ama bu bambaşkaydı. favorim laphroaig olsa da bu çok değişikti. umarım bir gün deneme şansınız olur. kesinlikle hayır demeyin. mesela ben kaç duble içtiğimi hatırlamıyorum bile :) sonrasında bu kadarla kalmadı eğlence. yine bir gece kulübüne gidip eğlendik. kısaca bu başarı hakkına yaraşır bir geceyle kutlandı..

bol bol fotoğraf çekildi tabi ki gecenin hatırına. gary her zamanki gibi bir sürü video çekti. daha sonradan vimeo hesabında bulmaya çalıştım ama yoktu. demek göstermek istemedi çakal :) hayır bi şey olduğundan değil. ya da ben hatırlamıyorum, bilemedim şimdi..


bu güzel hanımefendi ise hostelimizin sahibesi. yani bize o güzel günleri yaşatan zat-ı muhterem. ismini yazmıyorum çünkü böyle bir anlaşma yaptık kendisi ile. eğer sonra isterse kendisi yazarım, utandığımdan filan değil yani :) bu fotoğrafta onun haklı başarısını belgeleyen gecenin fotoğrafı. arkasındaki dünya haritasındaki raptiyeler ise dünyanın çoğu ülkesinden, şehrinden gelen gezginlerin birer hatırası. etrafındaki yazılar ise duyguları, düşünceleri. bunları okumak, acemice çizilen resimleri incelemek çok zevkli. her biri yıllar içinde hostelin bütün duvarlarını doldurmuş. ben de bir tane yazıp astım ama onun fotoğrafını koymak istemiyorum. neden diye sormayın, istemiyorum. merak edin :) hatta dur! gidin yerinde görün. en güzeli bu olur, kesinlikle bu olur..

***

yazının başından beri size bir sürü şey anlattım. bir sürü anıdan, tecrübeden bahsettim. unutmayın; bunların hepsi kendi fikrim, kendi tecrübelerim. sizin seyahatinizde illaki böyle olacak değil. çünkü insanların beklentileri, hayalleri çok başkadır. çok farklı şeyleri hayal ederler, onlara çok farklı anlamlar yüklerler. şahsen ben her zaman yolda olmayı, yolcu olmayı hayal ettim. ne yaşarım, neyle karşılaşırım, ne yerim-ne içerim hep ikinci hatta üçüncü plandaydı. bu yüzdende hayallerim hep küçüktü. belki de bu yüzden çoğunu yaşadım ve yaşamaya da devam ediyorum. ben sadece bu hayallerim için bile yaşamaya devam ediyorum. ilerde beni nasıl bir hayat bekliyor bilmiyorum. bilmekte istemiyorum açıkcası. eğer yolda olacaksam, yolcu olacaksam en güzel budur diye düşünüyorum. bunun için bütün çabam, bunun için bütün uğraşım, didinişim..

***
kimisine çok garip gelir bu hayal. ne yani hayattaki tek amacın bütün dünyayı gezmek mi diye. hiç evin, araban olsun istemiyor musun diye sorabilirsiniz. hatta çokça soranda oluyor. şu evrendeki en büyük eve yani dünyaya sahibim. bundan daha büyük, daha güzel, daha yaşanılabilir bir ev ben duymadım. eğer duyduysanız gösterin hep birlikte gidip kalalım :)

***
umarım biraz olsun merakınızı gidermeye, biraz olsun aklınızdaki soru işaretlerini gidermeye yaramıştır  yazdıklarım. elbette çok detaylı bir yazı değil, elbette her yolculuk, her ülke, her şehir için bu şekilde işlemeyebilir. hatta çoğu kişi için saçma bile gelebilir. dediğim gibi bunlar benim tecrübelerim, benim yaşadıklarım. umarım sizinkiler daha çok parayla gidilen, daha eğlenceli yolculuklar olur. temennimiz her zaman bu yönde..


az önce "gecenin fotoğrafı" diye başka bir fotoğraftan bahsetmiştim ama bunu görünce o fikrimi değiştirdim. evet efendim gecenin fotoğrafı budur..

diğer yazılarda da söylemiştim ama şimdi de söylemem lazım;

öyle de küçük hayalleri olan, öyle de rererö bir insanım işte..

ha bi de sarı saçlıyım.

kıskanmayın.




29 fikre tercüman olmuş:

zayii dedi ki...

Merak edenler için çok güzel bir açıklama olmuş busefer. Ben ciddi ciddi inanmıyordum bu rakamlara ama açıklayınca gerçektende mantıklı buldum.Şahsen ilham verdiğini söylemem gerek.Bu şekilde düşünen çok fazla insan olduğunada bahse girerim.Teşekkürler.

ilmiraggio dedi ki...

cok güzel olmus, söyle bir bakayim diye basladim yaziya, sürükledi götürdü, sonuna gelmisim:)"biz de seni bekliyorduk" kisminaysa bayildim, kiskandim, yolum oralara düserse dedim, sonra da düssün dedim, ic cektim:))

FKH dedi ki...

yorumlar için çok teşekkürler.

ilmiraggio, seninde bir gezgin olman sanırım beni çok iyi anlamana sebep olmuş :) beni de çok şaşırtmıştı 'seni bekliyorduk' kısmı. ciddi ciddi kendimi evimde gibi hissettim. umarim bir gün yolun oralara düşer..

Adsız dedi ki...

intudıvayld ;
subliminal yaklaşımını seveyim,illuminati bekledim çıkmadı.Şaka bir yana pek keyifli olmuş vallahi,bizim arkadaşlara postlayacağım hemen,bir hafta sonu adımlarını takip edebilecekmiyiz bakalım...
senin bloğu okurken yaşadığım duygu gece karar vermek gibi bir şey,hani sabaha değişir ya hep.geceyle gündüzü eşitlediğimde uzun bir süre yok olacağım.
bu arada meteoraya falan gidecek olursanız haber veriniz lütfen ben de geleceğim.

iyi gezmeler
sevgiler

ezgi yazgülü öztürk

Enjn dedi ki...

güzel idi efendim, özellikle böyle maceraların olduğunu görmek insanın içindeki iştahı kabartıyor fazlasıyla, teşekkür edip yeni yeni şeyler beklemeye koyulduk bile

Adsız dedi ki...

fkh, bu seyahatler için üni. hazırlık sınıfı iyi bir fırsat mıdır ?

FKH dedi ki...

yorumlar için teşekkürler.

@Adsız sorduğun soru için her zaman aynı cevabı veriyorum. "geç bile" yani elbette hiçbir şey için geç değil denir lakin; seyahat konusunda ben her zaman "keşke daha önce başlasaymışım" diyorum. bu yüzden bu da bir yerden başlamak istersen hiç gecikme. bu da önemli bir şey..

Adsız dedi ki...

@fkh teşekkürler. artık bunu dikkate alarak yaşayacağım. :)

Adsız dedi ki...

şu 3. ve 8. resimdeki mavili çıtırı ifşa etmen gerekiyor!!! :D

FKH dedi ki...

kendisiyle bu ifşa etme olayını konuştum, eğer bi şekilde tanışmak istiyorsa buyursun gelsin dedi :) hem hostelimizde konaklar hem de benimle tanışmış olur dedi. al dedi, git dedi çocuklarınla birlikte dedi.. (bunları rusça söyledi, ben anlamaya çalıştım. düşün artık ne kadar yardımsever olduğumu..)

Evren dedi ki...

her şey iyi hoşta dönüşte cepte ne kadar kaldı? :) en son 4375 ruble vardı galiba.

FKH dedi ki...

@Evren

dönüşte cebimde hiç ruble bırakmamak için (mantığa bak sen. batıyor zaten para bi tarafıma..) free shopta kendilerine farklı boy ve hacimlerde alkol dediğimiz içeceklerden aldım. ki çok yoklardı zaten. ya da en son gece gittiğim pubda olanları tam olarak hatırlamıyorum. bilemedim şimdi :/

Adsız dedi ki...

You are so awesome! I do not suppose I have read through a single thing like
that before. So great to find another person with some original thoughts on this topic.
Really.. many thanks for starting this up. This website is something
that is required on the internet, someone with some originality!
Here is my web-site : fuck

barış dedi ki...

Herzamanki gibi çok güzel ve açıklayıcı anlatmışsın yolculuğunu. Resmen ben de yaşamış gibi oldum okurken:). Seninle twitter'dan da konuşmuştuk İrlanda'ya gitme isteğim ve İrlanda'ya olan merakımla ilgili. Önümüzdeki dönem erasmusla litvanya'ya gidiyorum sonunda:). Senden aldığım tavsiyelerle gezebildiğim kadar avrupa ülkesi gezmek istiyorum umarım ben de senin gibi güzel anılar biriktirebilirim. İrlanda'da schengen olmadığı için gidebilirmiyim bilmiyorum ama en azından bir çok avrupa ülkesini gezeceğime inanıyorum :)

Adsız dedi ki...

Thanks for providing these details to the web.
My site :: Djs adelaide

Adsız dedi ki...

hostelin web sayfasinda en ucuz oda fiyati gecelik 500 ruble. bes gecelik konaklama 2500 ruble ediyor. acaba pazarlik durumlari mi var?

gtb

FKH dedi ki...

@gtb

şu dönem öyle bir fiyat vermesi çok normal. çünkü tam tatil dönemi. "beyaz geceler" sezonunun ortaları. bu şekilde bir fiyat çıkartması çok normal. pazarlık durumu olacağını zannetmiyorum. en azından şuana kadar hiçbir hostelde bunu görmedim de yaşamadım da. yine de bir mail atılabilir :/ bilmiyorum inan ki..

http://applehostel.ru/ web sitesi..

uçak bileti dedi ki...

Bu güzel paylaşım için çok teşekkür ederim. Elinize emeğinize klavyenize sağlık. Blogunuzu yakından takip ediyorum. Başarılar dilerim

Sistem dedi ki...

Teşekkürler. Çok güzel bir blogunuz ve faydalı paylaşımlarınız var.

Unknown dedi ki...

Değerli blog kullacısı uçak bileti satan şirketi olarak sitenizi çok beğendik Ankara uçak biletleri şirketi olarak paylaşımlarınızı ve makalelerinizin devamını diler teşekkür ederiz...

Unknown dedi ki...

yazdıklarınız bana uzun zamandır gerçekleştirmek istediğim bu seyahat için ilham ve cesaret verdi öncelikle bunun için teşekkür etmeliyim... sizin maceranızdan aldığım cesaretle sanırım ekim ayı ortalarında bu güzel şehre gideceğimve bahsettiğiniz hostelde kalacağım tek sorunum şu ki; uçak biletleri epey pahalı:( düşündüm de belki uçak dışında sizin önerebileceğiniz başka bir ulaşım aracı vardır? sevgilerimle...

FKH dedi ki...

@yeşim meriç kurt

merhaba. ilk olarak böyle bir şeye sebep olduğum için benden mutlusunu bulamazsınız. gerçekten de çok ama çok sevindim böyle bir şeye aracı olduğum için. yola çıkmanız, bir yere gitmek istemeniz en güzel duygu benim için. asıl ben teşekkür ederim.

st. petersburg için ne yazık ki bilet fiyatları biraz pahalı dediğiniz gibi. ama o aylarda yazın olduğu kadar pahalı olmaz. ilk olarak THY'nin biletlerini kontrol etmenizi öneririm. belli olmuyor, güzel fiyatlara biletler bulunabilir. onun dışında;

http://www.airmoldova.md/home-ro/ adresinden de ucuz bilet bulabilirsiniz. ama her gün ucuşları yok. buna dikkat etmek lazım. havayolu dışında karayolu olabilir dicem ama ne yazık ki hiç tecrübe etmedim bu yolu bu rota için.belki estonya'ya ucuz bilet bulunabilip oradan karayoluyla geçilebilir :/ ama iyi araştırmak lazım. havaylu dururken bu eziyetlere değer öi bilmiyorum.

şimdilik kolay gelsin diyorum. tekrar yardımcı olabilirim her konu için. yolunuz açık olsun

uğur

Volkan dedi ki...

Merhaba,

Bu yorum yukaridaki minvalde bir yorum olmayacak ama couchsurfing aktif uyelerindenim diyebilirim Budapeste de. O yuzden keyıfle okudum blogunuzu. Ancak bu seferlik baska bir mevzuyla rahatsiz edicem. Online bir seyahat ajansından yazmaktayim. Küçük bir teklifle ilgili sizi rahatsiz edebilmek icin bana su mail adresinden ulasabilir misiniz?
vsaritas@yahoo.com
Tesekurler selamlar,

-EagLe- dedi ki...

2010 yılının aralık ayında gitmiştik bizde bu güzel şehre. Gerçekten mükemmel ötesi. 4 gün kaldık ama pek bir yer gezemediğimi söyleyebilirim. Dil sıkıntısı olmasa belki gezebilme ihtimali doğabilirdi ama problem problem ! :)

Blogunuzu severek takip etmeye başladığımı söylemek istiyorum üstad. Bende dünyayı gezmek için can atan ve bunu da gerçekleştirmek isteyen genç yaşta bir bireyim.

Yeni maceralarınızı büyük meraklılıkla bekliyorum herkes gibi.

Saygılar.

FKH dedi ki...

@-EagLe-

st.petersburg insanlara sanırım bu tür duygular bırakıyor. ama kesinlikle güzel duygular. yine gitmek istiyor insan sonrasında. yapıp yapamayacağı belli değil ama yine de.. öyle bir şehir işte!

görüşmek dileği ile. yolumu(z) açık olsun..

Ugur dedi ki...

Merhaba, 40 yaşında ve evli birisiyim. Çocukluğumdan beri dünyayı gezmeyi hayal ediyordum. Ancak geçen sene bu hayalimi gerçekleştirmeye başlayabildim ve 3-4 ülke gezdim. Eşim seyahat etmeyi sevmediğinden yanlız veya bir arkadaşımla gidiyorum. Asıl soruma gelince: bugüne kadar hostellerin daha çok gençlere göre olduğunu düşünüp normal hotellerde kaldım. Dolayısı ile konaklamaya çok para harcadım. Bu para ile birkaç ülke daha gezebilirdim. Sizce hostellerde benim yaşımdaki birisi hoş karşılanır mı ? Bunun burada ne işi var denir mi ? (Not: konfor takıntım yoktur). Teşekkürler.

FKH dedi ki...

@Ugur

selam Ugur. çok fazla uzamtmıcam. sadece adın kadar emin olabilirsin ki hiç ama hiç bir sorun olmaz. bir çok ülkede sayısız hostelde kaldım. hepsinde de senin yaşlarında dilediği gibi gezen insanlar vardı. hostelde hiçbir zaman yaş ile alakalı sorun olmaz. hatta bir keresinde bir hostelde 50-60 yşalarında 3 teyzeyle aynı odada kaldığımı bilirim :) düşün artık..

için rahat olsun. hiç çekinme. özel odalarda var eğer karışık odalarda yatamam dersen. biraz farklı fiyatlara. onları da deneyebilirsin. şahsen yaşım 70'de olsa yine hostelleri tercih ederim.

iyi yolculuklar

Adsız dedi ki...

rusya yıllardır aklımı kurcalayan ve gerçekleşmeyi bekleyen bi' hayal,bu yazını okuduktan sonra umutla doldum,yeni yerler,yeni kültürler tanıman dileğiyle,severek takip ediyoruz! :)

tercüme bürosu dedi ki...

teşekkürler

Yorum Gönder

hani duşa girersin de su ısınana kadar geçen süre içinde yaşadığın üşüme vardır ya?

hahh işte o anlarda aklına takılan bir yorum olsun..