kırmızının asıl hikayesi


kırmızının tonları konusunda çeşitli araştırmalar yapılıyor bilimadamaları tarafından. hangisinin daha canlı hangisinin asıl kırmızı olduğuna dair..

şimdi bunların hepsini bir kenara bırakıp asıl olanın insan olduğu hiç ama hiç el değmemiş bir asilliğin metabolizmasına beraber bakalım. efendim, malumunuz heraklitostan beri insanoğlu savaşır. kimi kazanmak için savaşır, kimi mecbur olduğundan dem vurur. ama eninde sonunda dökülen kandır! rengi ise malum.. mantığını aradığım için değil sadece merakımdan ötürü yazıyorum bunları.  bakıldığında hiç bir vakit kan dökülmeden elde edilmemiş üzerine bastığımız toprak, aslında hep kazanan da o olmuş. biten savaşın sonunda  o içmiş hep akan kanı, o çekmiş içine... şimdi bir kez daha düşünmek lazım zannımca nerede bunun kazananı?? hangisi galip bu savaşta??


tekrar geri dönelim asıl kırmızının hadd-ı zatına. bakalım hangisinin asıl kırmızı, hangisi gerçek kanın testlerde çıkan sonucu...

zamanın behrine adamın biri camiden içeri girmiş. geçmesine az bir süre kalmış namazını kılmak için geçmiş caminin bir köşesine almış tekbiri.. namaz vakit olmadığından camii boş, kimsecikler yok. adam tekribi aldıktan sonra kılmış akşam namazının farzını kısacık bir sürede. toplasan üç rekat, işide acele neredeyse bir dakika bile sürmemiş namaz. adam selamını vermiş kalkmış giderken yanı başında kur'an okuyan yaşlı amca seslenmiş bizimkine;

- sen ne yaptın az önce?
+ namaz kıldım amca, allah kabul ederse..
- cahil cahil konuşma! öyle namaz mı olur yatıp kalktın alelacele.. kıllınmaz öyle namaz otur adam gibi tekrar kıl!..

bizimki artık yaşlı adama saygısında mıdır nedir bilinmez tekrar dönmüş kıbleye almış tekbiri, durmuş namaza.. bu sefer sakin, yavaş bir halde kılmış namazını. ilk kıldığının neredeyse üç katı sürede..

vermiş selamı, etmiş duayı kalkıp giderken bizim yaşlı amca sormuş tekrardan;

- allah kabul etsin delikanlı.. söyle bakalım hangisinden daha çok zevk aldın kıldığın namazların, ilkinden mi yoksa ikincisinden mi?

bizimki kendinden emin tok bir sesle; "tabiki ilkinden" demiş..

yaşlı amca kızgın bir sesle, hafiften de bağırarak; "dalga mı geçersin bire deyyus! öyle hızlı namaz mı olur. birde ısrar edersin yanlışında!" demiş..

bizimki kendinden daha da emin sakin bir ses tonuyla; "ey amcacım, ilk kıldığım namazı allah rızası için kıldım, ikincisini ise senin için. işte bu yüzden daha güzeldi.." demiş..

asıl kırmızının hangisi olduğuna gelince; eğer varsa içinde rengini verdiği kandan bir damla bile, asıl kırmızı o değildir.! gerisini inanın ki bilmem...

1 fikre tercüman olmuş:

DERYA dedi ki...

rastgele okuyorum blogunuzu ve çok zevk alıyorum, söylemeden edemedim, kısmet kırmızı'ya imiş :)

Yorum Gönder

hani duşa girersin de su ısınana kadar geçen süre içinde yaşadığın üşüme vardır ya?

hahh işte o anlarda aklına takılan bir yorum olsun..