soğuğun yeryüzündeki en güzel hâli; st.petersburg

.

tam üç senedir her şubat ayı, hatta bundan öncekilerde her 14 şubat'ta yurtdışındaydım. bu seferde biraz daha kassam 14 şubat'ta yurtdışında olacaktım ama iki günlük bir sarkma oldu. ha benim için bir önemi yok elbet illa o tarihte yolda olmanın lakin; üç sene üst üste gelince insan biraz olsun aşık olduğu asıl şeyin yolda olmak, yolcu olmak olduğuna inanıyor. hal böyle olunca da neye niyet ettiğiniz giriyor devreye, neye iştirak ettiğiniz belki de. neye, kime söz verdiğiniz. ben kendime söz vermişim efendim biraz, kalan sağlara eyvallah demek için. onlara olan def-i huzurumuzu tebessüm ederek yapıyoruz ya? hah! işte benimde kazancım bu olsun..

bundan önceki yazıda St. Petersburg'a gideceğimden bahsetmiştim size. gittim, döndüm efendim. boynumun borcu olanı okuyorsunuz şuan. kendime ve bu günlüğe girip okuyan herkese olan borcumu yani. gittiğim ülkelere bir çok kere aşık olup döndüm. şehirlerine, insanlarına, osuna, busuna belki. ama bu sefer gitmesine aşık oldum, orada kalmasına, yolda olmasına, yolcu olmasına. hepsinden çok orada olmasına aşık oldum. her sabah uyandığımda hem de. o yüzden anlatması daha bi' güzel gelecek bu şehri. nedendir bilmem daha bi' uzun anlatasım var hatta. şans mı diyelim buna artık. siz karar verin..


uçak yolculukları ne zaman yaklaşsa heyecan kaplar içimi. bir kaç kere kokpitte uçma deneyimi yaşamış olmamdan (ki benim pilot arkadaşlarımda var) tutunda, gitmeye sebebiyet verdiği için severim kendilerini. iş bu yüzden ne zaman uçağa binsem bi' fotoğraf çekerim. bu da onlardan biri. bi anlamı yok, arayanı çıkışta bekliyorum..

gitme fikri deyince geçenlerde twitter'da yazdığım;

dünyadaki en hüzünlü ses; birlikte yolculuğa gidemediğin insanların valizlerini hazırlarken kulağınıza çalınan fermuar sesidir..
cümlesi geldi. sanırım bu yüzden her gidene imrenirim. nereye gittiğini bilmesem de..

girizgah uzun oldu biraz pardon. lakin hemen konuya giren insanlardan değilim ben. olmadım, olduramadım. St.Petersburg şehrinden, soğuğundan, güzelliklerinden, az biraz tarihinden, insanından bahsetmeden önce şöyle bir hesap kitap yapma ihtiyacı hissettim. çünkü her seferinden böyle bir seyahati ne kadara yaptığım merak konusu oluyor. gerçi bunu bir başka yazıda daha detaylı anlatıyor olucam; lakin bu sefer sadece orada ne kadar para harcadığımı (uçak bileti hariç) söyleyerek başlayayım. 5 gece konaklama (ki bunu da başka bir yazda detaylı anlatıcam), şehiriçi ulaşım, yeme-içme, her gece dışarı çıkıp eğlenme, dönerken aldığım bir kaç hediye dahil toplam; 200$ > 354TL > 6020RUB görüldüğü gibi o kadar da uçuk bi' miktar değil. unutmayın konaklama dahil dedim, yeme-içme dedim, eğlenme dedim, ne duruyosun sende git dedim. daha ne diyim ya..


soğuk memleket vesselam. benim elim ayağım çok üşür, ben öyle kolay kolay ısınamam diyen insan için değil. hele soğuk havaya çıkınca başım ağrır benim diyen insan için hiç değil. çünkü ben oradayken gündüzleri ortalama sıcaklık -20 ila -23 derece arasındaydı. bakın gündüz diyorum. gece bu sıcaklık çok daha düşük. hatta bu seneki kış ayı sıcaklıkları son 10 yılın en yükseğiymiş. gerisini siz düşünün artık. o yüzden gidilecek tarih kesinlikle mayıs-haziran ayları. dostoyevski'nin de romanına isim olan ve St.Petersburg'un dünyada adını duyurduğu white nights yani beyaz geceler olayı aşağı yukarı bu tarihlere denk geliyor. hava hem mevsim normallerine daha yakın oluyor (ki yine de akşamları üzerinize bi' şey almadan olmuyormuş) hem de hava neredeyse hiç kararmıyor. ben görmedim ama halkından dinlediğim olay şöyle. gece 03:00 dan 06:00'a kadar sadece bir alacakaranlık oluyor, 06:00'dan sonra hava tekrar aydınlanıyor. yani saat 24:00'da bildiğiniz gündüz gibi. elbette alışmayan insan için pekte güzel bir durum değil. normalde uyuduğunuz saatlerde hava aydınlık. bu da tabi ki uyku düzeninizi altüst ediyor. ne olursa olsun bu tarihte gidin siz. çünkü insanlar o saatlerde deliler gibi eğleniyorlarmış. bütün kış evlerine tıkılan halk kendini sokağa atıyor. yaşamak lazım. gerçi kış aylarında da farklı bir sorun var. o da havanın saat 10:00'a kadar aydınlanmıyor oluşu. bu da kolay bi' şey değil. çünkü alıştığınız saatlerde aydınlık bir hava bekliyorsunuz ama nafile. hava bildiğiniz kapkaranlık. o yüzden dışarı saat 11:00'dan erken çıkmak mantıklı değil. bu yüzden gece çok güzel eğlenin, geç yatın ve geç kalkın. çünkü St. Peter'e gelen bütün gezginler böyle yapıyor :) (gece hayatından bahsetcem, biraz sabır..)




elbette bir venedik değil şehrin içinden geçen kanallar olarak lakin; yine de yaz aylarında gittiğinizde sizi şehrin içinden geçen irili ufaklı gezi tekneleri karşılayacaktır. aynen bunlar gibi. şehri bunlarla gezmek kesinlikle daha heyecan vericidir. buna eminim. venedik'te bunu deneyimlemiş biri olarak buna garanti verebilirim. hatta daha zevkli olacağına eminim çünkü; şehrin içinden geçen kanallar çok geniş ve etrafı görmeniz daha kolay olacaktır. bu venedik'te böyle değil. benimde işim gücüm yok St.Peter'i venedik ile karşılaştırıyorum. deli miyim neyim..

kaldığım süre boyunca sadece bir gün hava güneşliydi. onda da zaten uzun süreler hava aydınlık kalmadığı için elimden geleni yapmaya çalıştım. ışık çok fazla olmayınca ve beyazların içinde fotoğraf çekmek bir işkence olduğundan çok detaylı fotoğraflar yok elimde diyebiliriz.


dünyada uzak doğudan sonra metro ağı en gelişmiş ülke sanırım rusya. özellikle moskova metrosu bu konuda büyük bir üne sahip. aslında anlamak o kadar da zor değil çünkü; dışarıda -20 derece soğuk varken ve yollar tamamen buzluyken insanların yerin altında seyahat etmeleri çok mantıklı. bu durum St.Peter için de geçerli. bu şehrinde metrosu gerçekten çok gelişmiş. günün her saati çok kalabalık. insanlar metroyu gerçekten çok fazla kullanıyorlar. metroya iniş sizi biraz korkutuyor yalnız. çünkü yerin baya ama baya altında. bu yüzden yürüyen merdivenle iniş neredeyse 3-4 dk. sürüyor. nasıl bir duygu olduğunu anlatmak isterdim ama ne yazık ki metrolarında fotoğraf çekmek yasak. ciddi yaptırımları olduğu söylendi. bu yüzden hiç bulaşmadım. bu arada yukarıdaki fotoğraf metro istasyonunun girişi. dediğim gibi metrolarıyla çok övünüyorlar ve bunu da her fırsatta göstermeyi seviyorlar. hakları da yok değil. ayrıca ulaşım gerçekten de çok ucuz. bir bilet ile (25 RUB = 1.4TL) bütün metro ağını baştan aşığı gezebilirsiniz. eğer orada yaşayacaksanız bizdeki gibi aylık biletleri mevcut. akbil tarzında ve onu kullanınca daha bi ucuza geliyormuş..


birazda tarihinden bahsetmek lazım bu şehrin. tabi tarihinden bahsetmeye başlarken yukarıdaki gibi bi fotoğraf koymak sanırım saçma oldu. kabul ediyorum. efendim şehir aslında tarihi özellikler bakımından oldukça zengin. müze gezmek ve tarihi mekanlara, eserlere şahitlik etmek için tam yerindesiniz. şehirde rusya'nın (bence avrupa'da da bu kadar büyüğü yoktur) en büyük müzesi hermitage museum bulunmakta. müze gerçekten de çok ama çok büyük. içinde tam 2.5 milyon eser bulunmakta. dünyanın en eski halısından tutunda, aklınıza gelebilecek en ünlü ressamların tabloları var burada. araştırmacılar tarafından şöyle bir hesap yapılmış. müzedeki her esere 10 sn. bile bakıp bütün müzedeki eserleri görmek isteseniz üç senenizi ayırmanız gerekir! bu yüzde sabah erkenden gidin, hızlı adımlarla ve her eserin önünde çok fazla oyalanmadan kendinizi dışarı atın. bu zaten size ortalama 5-6 sene yeter. çünkü çok ama çok fazla eser var. unutmadan eğer international student card sahibiyseniz -ki taksim'de bir yerden alınıyordu- müzeye giriş ücretsiz. sadece bu müzede değil, diğer müze ve bilet alınıp girilecek yerlerde de baya indirimler sağlanıyor. bu yüzden kesinlikle almanızı tavsiye ederim. ben zamanında 15TL verip almıştım. şimdi olsun olsun 20 TL. almakta fayda var..


yukarıdaki bir kısmı görünen fotoğraf işte bu müzeye ait. bir de şehirde kesinlikle görülmesi gereken müzede russian museum. rusya'da yetişmiş ve sanat dünyasında adını duyuran bütün rus sanatçıların eserleri mevcut. tablolar ve heykeller gerçekten de çok güzel. girişi eğer öğrenci kartınız varsa 150RUB=8.50TL

müzede fotoğraf çekmek serbets. o yüzden bir kaç fotoğraf koymak yerinde olur;


çok büyük tablolar mevcut müzede. hepsinde de inanılmaz detaylar var. bunlara uzun süre bakmak film seyretmek gibi. bunu bilen müze görevlileri de karşılarına birkaç kişinin oturabileceği koltuklar koymuş. oturup dakikalarca bakabiliyor insan. bu müze içinde zamanının olmasını tavsiye ederim. çünkü öyle bi' iki saatte gezilecek gibi küçük değil.

müzeler dışında katedraller ve kiliseler şehri St.Peter. çok ünlü ve ruslar için büyük dini önem arzeden katedralleri mevcut. çoğu müzeye çevrilmiş ve bu şekilde kullanılıyor. bunlardan en ünlüsü şehrin tam merkezinde bulunan kazansky cathederal. halen kilise olarak da hizmet veren mekan ihtişamlı yapısıyla kesinlikle görülmesi gereken bir yer. giriş ücretsiz ama fotoğraf ve videoya kesinlikle izin verilmiyor. eğer şansınız varsa bir ayine denk gelirsiniz. bu kadar tarihi bir atmosferde bir ayine şahit olmak kesinlikle etkileyici.


bahsettiğim katedral bu işte. insanlar yazın önündeki çimlerde yayılmaya bayılıyor. e tabi onlarda haklı. bütün sene karın, buzun içinde insanın içi çürür. haklılar anam, sonuna kadar haklılar. tabi sadece bununla kalmıyor kiliseler. aslında çok fazla ilginizi çekmiyorsa girmenize gerek olmayan bir çok kilise var. içlerindeki işlemeler ve süslemeler çok güzel ama onu söyleyeyim. ne yazık ki bazılarının girişi ücretli. siz para vermeyin diye ben verdim. işte onlardan bir kaç örnek;


elbette her şehirde olduğu gibi buranın da çok ünlü bir caddesi var; nevsky caddesi. uzun ve şehrin tam ortasından geçen bir cadde. bütün alışveriş ve eğlence mekanları bu ve paraleli olan caddeler üzerinde. baştan başlayın gezmeye değer cinsten. ama asıl güzel tarafı paraleli olan caddeler kanımca. çünkü deneyebileceğiniz bir sürü yemek mekanı mevcut. bunlar hem yöresel yemekler hem de bütün dünyayı sarıp sarmalayan çin yemekleri. ruslar çin yemeklerine özellikle de suşiye hayranlar. bu yüzden iki mağazadan birinin suşi satan bir mekan olması kaçınılmaz oluyor. normalde şehirde yeme-içme biraz pahalı. ama ne hikmettir çin yemekleri diğerlerine nazaran daha ucuz. dışarıdan bakıldığında çok lüks bir restorant gibi görünen mekanlarda tek kişi için ödeyeceğiniz menüler bu restorantlarda 150-200RUB arasından değişiyor. ayrıca çokta lezzetli..


insanından bahsetmek lazım birazda. havanın bu kadar soğuk olduğu bir memlekette insanların bu kadar sıcak kanlı olması gerçekten de çok garip. tabi içinde bulundukları bu kürklerinde etkisi büyük :) kadınlarının güzelliği konusundaki genel yargı tamamen doğru (allahım ne kadar da açık sözlüyüm) yalnız kadınları bu kadar güzel bir ülkenin erkeklerinin meymenetsiz oluşu çok garip. allahım hiç mi yüzleri gülmez, hiç mi bi' şeyden memnun olma durumu olmaz. yok! hepsi bildiğin hapishane duvarı. insan yol sormaya bile korkuyor. hal böyle olunca da ben bütün yolları kadınlara sordum :) tercih sebebi tabi, yargılayamazsınız..


bu fotoğrafı çekerken çok güldüm. çünkü insanlar normalde günlük spor ihtiyaçlarını bazen koşarak bazen de  spor salonlarında çalışarak giderir. e hava böyle soğuk ve karlı olunca insanların yapacağı başka şey kalmamış kayak yapıyorlar. kadın dinlenmek için durunca yanına gidip bunu spor olsun diye mi yoksa farklı bir amaç için mi yaptığını sordum. teyzem anlatı da anlattı az buz ingilizcesi ile. tamamen spor olsun diye yapıyormuş. karda koşma ya da yürümek hiç hayretmiyormuş çünkü. haksız da sayılmaz yani..


giderken aldığım bütün tavsiyeler haklı çıktı. halk neredeyse hiç ingilizce bilmiyor. allahtan bu sene metrodaki tabelalara latin alfabesi eklenmiş. yoksa onlar dahil her yerde kiril alfabesi. aslında öğrenmesi kolay. ben üniversite'de öğrenmiştim ne zaman işime yara diyordum ki burada çıktı karşıma. küçük bir tavsiye, eğer bu ülkeye yolculuk yapacaksanız 2-3 saatinizi kiril alfabesini öğrenmeye ayırın. en azından uçakta giderken şöyle bir göz gezdirin. emin olun çok faydasını göreceksiniz..


bu şehir kesinlikle gece güzel. fotoğraftaki aynı hostelde kaldığımız kanadalı bir arkadaş. o da fotoğrafçılıkla uğraşıyor kanada'da. gecenin ikisi olmuş bana fotoğraf çekmeye çıkmak ister misin dedi. yani asında o saatte bir pubda içiyo olmayı tercih ederdim ama iyi ki onunla gitmişim. gece çok fazla insan olmuyor sokaklarda ve dilediğiniz gibi fotoğraf çekebiliyorsunuz.


o bulduğu güzel yapının fotoğrafı çekerken bende onun fotoğrafını çekiyordum. daha sonra ona çektiğim fotoğrafları gösterince çok sevindi. hatta ilk defa böyle bir şey olmuş. ilk defa biri onu çalışırken fotoğraflamış. çok hoşuna gitti. hemen verdim fotoğrafları kendisine. benden iki gün önce döndü ülkesine, mail atmış tekrar teşekkür etmek için. bilsem daha çok fotoğrafını çekerdim..


burasıda kaldığım hostele giden yoldaki bir bina. gece o kadar güzel ışıklandırılıyor ki insan bakakalıyor. asında şehrin her yerinde böyle binalar mevcut. ışıklandırmalarından tutunda mimarilerine kadar kendilerine baktırıyorlar. artık hangi tarzda yapıldıkları konusunda pek bir bilgim yok lakin; üzerilerindeki süslemeler görülmeye değer..


St.Peter'e geldiğinizde görmeden dönülmemesi gereken yapılardan biriside bu; church of the savior on blood. kaba bi çeviri ile kanlı kilise. mimarisi inanılmaz güzel. içi şuana kadar gördüğüm bir çok kilise ve katedralden daha ihtişamlı. giriş ne yazık ki ücretli, 150RUB=8.50TL eğer öğrenci kartınız varsa daha ucuz tabi ki.  geceleri de bu şekilde ışıklandırılıyor. sabahları etrafında seyyar satıcılar var. hemen arkasında da hediye almak için çok güzel küçük bir tezgah pazarı. birçok tezgah var ve sıkı bi' pazarlıkla hatıra niyetine güzel hediyeler alınabilir. en azından buradaki satıcılar ingilizce (ki bazıları türkçe de biliyor azıcıkta olsa) biliyor. pazarlık yapmaktan çekinmeyin. ben yaptım güzel oluyor..


tabi sabahları bu kadar soğuk olan bir şehrin gecelerinin (yazar burada gece hayatından bahsediyor) sıcak olması bekleniyor haliyle. aslına bakarsanız öyle. genç nüfusu fazla bir şehir St. Peter. e gelen turist sayısı da fazla olduğundan ister istemez gece hayatı renkleniyor. nevsky caddesi üzerinden ve özellikle kazansky katedrali'nin arka sokaklarından çok güzel bar ve gece kulüpleri var. çoğunda giriş ücretsiz ama bazıları (özellikle striptiz clublar) ücretli. özellikle çarşamba, cuma ve cumartesi geceleri inanılmaz bir atmosfer var bu mekanlarda. alkol o kadar pahalı değil. örneğin 50'lik bir bira 100-120RUB=6.5-8TL arasında değişiyor.


ben gelmeden önce yaptığım küçük araştırmada ve aldığım tüyolardan kesinlikle içilmesi gereken bira ve denenmesi gereken votkaların isimlerini almıştım. bu kozel. bir çek birası. çekçe'de keçi demek zaten. benim bildiğim üç çeşidi var. gerçekten de lezzetli bir bira. genellikle publarda draft değilde şişesi satılıyor. çek cumhuriyeti'ne gitmemiş bir bünyenin kesinlikle denemesi gereken bir bira (ümit senin içindi bu). elbette bu toprakların herkes tarafından bilinen ulusal içkisi votka. çok ama çok fazla çeşidi var. farklı tat ve sertliklerde. vokta seven bir bünye için denenesi. ama size tavsiyem bir rusla birlikte içmeyin. çünkü kendileri bunu bir gurur meselesi haline getirmiş. bu yüzden size voktayı sek içirmeye kalkacaklardır. e bu da alışmayan bir bünyeye kolay değil. illa bi rusla içecekseniz o kadın olsun. malum çirkin kadın yok rusya'da, az votka var \o/


gelelim uğur'un geleneksel kendini çektiği fotoğraflara. yani bu sefer öyle çok fazla yok ama yine de bazılarını koyup, bu yazının da sonuna geldiğimizi belirtmek zamanıdır. bu yolculuk bana aslında çok farklı deneyimler yaşattı. hayatımda kaldığım en güzel hosteli, en güzel hostel sahibini ve sakinlerini tanıştırdı. onlarla ilgili de çokça fotoğraf var elimde onları da bi' yazıyla paylaşıcam inşallah. (bu arada bu fotoğrafta sakallar donmuş halde. yanlış fikirlere sebebiyet vermek istemem :p )




yolculuk ne kadar çok ve farklı olursa, insanların deneyimleri o kadar çok ve farklı oluyor. bu elbette zamana ve mekana göre değişiklik gösterir; lakin bunu her türlü koşulda yaşayabilmek sanırım "gezgin" insan tanımını ortaya çıkarıyor. bunu yapabilmekten öte buna niyet etmek sanırım önemli olan. umarım hiçbir zaman bitmez içimdeki bu yolculuk isteği..


işte böyle efendim eksi bilmem kaç derecede ziyaret ettiğim, çokça beğendiğim St. Peter. bu arada yazı boyunca hep St.Peter adını kullandım çünkü hangi rusla konuşsam bu şekilde telaffuz etti bu şehrin adını. umarım bir gün yolunuz düşer ve sizde bu şehri yaşarsınız. ve umarım o zaman yaz ayları olur..

daha bir sürü yazacak şey var, anlatacak bir sürü anı. onları da bundan sonraki yazılarda inşallah..

unutmadan; son fotoğraf için gelecek tepkilere karşılık cevabım hazır. ona göre saldırın. ben istemedim fotoğraflarını çekmeyi, onlar zorladı. yani insanlar fotoğraf konusunda biraz nasıl söylesem; istekli :)

öyle işte, üşüdüm ben biraz :p




52 fikre tercüman olmuş:

VincentVega dedi ki...

daha cok devotchka resmi gormek isterdik (:

Adsız dedi ki...

yine güzel bir yazı ve şahane fotoğraflar...

FKH dedi ki...

@VincentVega

haha :) kimdi onlar ya basketbolcu mu :p

VincentVega dedi ki...

yok kiz kadin anlamina geliyor(:

Yakisikli Dayi dedi ki...

Selam yegenim bi bakim dedim yine döktürmüssün walla, helaL..Yorum yazacam da önce bi dusa girim ama dustan cikinca acayip uyku basiyo o zamanda yazamiyom, simdilik bunla idare et olurmu...Haftaya pazartesi istanbuldayim vaktin olursa görüselim..ÖPTÜM, (Dayin)

FKH dedi ki...

@Yakisikli Dayi (her zaman öyledir)

haha :) artık aile bireyleri de buraya gelmeye başladı. bayılıyorum ya bu duruma. geleceğinin haberini aldım, mehter takımı ile karşılayacağım seni. gerçi kime neyi öğretiyoruz ama olsun. yakışıklı dayıya, yakışıklı yiğenden sevgilerle..

imroz dedi ki...

her daim takipteyiz efenim.yine ellerine sağlık.
okuyuncaa;kıskanıyoruz,imreniyoruz,özeniyoruz,ahh diyoruz o gitmeler....ne aşmak ne varmak sadece gitmek...
yolculukların daim olsun .

Pilli Petro dedi ki...

son uyarı süper olmuş da ben sormayacaktım. kar seven biri olarak benim üşümeyi göze alıp tam da bu tarihlerde gitmem lazım öyle bir düşüncem olursa.

bu arada binalara bayıldım harika görünüyorlar..

AG dedi ki...

fotolar harika. her ne kadar piter'in en güzel hali beyaz geceler zamanı olsa da kışı da tecrübe etmek ayrı bir duygu, ayrı bir güzellik. sözlük tayfası olarak sizinle buluşmak keyifliydi, insan buralarda özlüyor sizinkisi gibi sohbeti. artık beyaz geceler zamanı da bekleriz. (no love no glory)

A-H dedi ki...

Mutlaka gidilmeli listemde yer alan ama henuz gidilememis bu sehri harika anlatmissin icim gitti :) ama sanirim karin kisin ortasinda degil de biraz daha sicak bir zamanda gitmek iyi olacak, donarim zira ben :))

FKH dedi ki...

aa unuttum ben size söylemeyim. st.peter'de bir de ekşi sözlük zirvesi yaptık. hem orada yaşayan hem de oraya okul için gitmiş arkadaşlarla buluşup sohbet muhabbet ettik.

@signoria

valla o zaman için sanırım kendimi ayarlamaya başladım ben :) çünkü gerçekten de görmek istiyorum o beyaz geceleri. yazın yaşamak hakikaten süperdir. benim içinde ilk yurtdışı zirvem oldu. güzel muhabbet, güzel mercimek çorbasıydı :) yazın görüşmek üzere diyelim artık..

Burak dedi ki...

Uyarı filan da koymuşsun ama nafile. O son fotoğrafı çekmeyecektin abi :(

Kemal Kaya dedi ki...

Kıskandım abi kıskandım. Görmem gerekenler listesinin 1. sırasını on yılalrdır St.Petersburg yer alıyor. Durum bu iken ben daha görmeden aşık olduğum bu şehre öyle bir tatil için gidip gelmek istemedim. Galiba seneye orada olurum.

Olurum da senin şahane fotoğraflarında ve yazında belirttiğin gibi o eksi dereceler beni öldürür herhalde. Hem kıyafetim de yok benim :)

O son kare fotoğrafındaki gibi fotoğraflar çekmek istiyorum orada :)

Adsız dedi ki...

kimse bana 200$la bu seyahati yaptığına inandıramaz!kimse gelipte bana bu adam bu parayla bu şehri gezmiş diyemez.hemde konaklama dahil.siz dalga mı geçiyosunuz arkadaşım.varsa bunun bir sırı anlatta bilelim.ciddi ciddi sinir oldum.(gerçi inanıyorum sana ama napıyım işte:))))

FKH dedi ki...

@Kemal Kaya

haha :) bunu sen söylüyosan tamamdır abi. inanırım valla. sen seneye giderken ayarlayalım da birlikte gidelim. hem ben tekrardan gitmiş olurum hem de sen yalnız kalmamış olursun. belki ikinci bi sözlük zirvesi de yaparız kim bilir.. ama hakikaten listenin 1. sırasına alınacak kadar var. sen kıyafetleri düşünme ben gelirken buradan getiririm. istediğin kadar da o son kareden çekeriz :)

Adsız dedi ki...

kıskanıyorum! çok net! :))
imza: tmkthe50ftwoman

Burcu dedi ki...

Moskova'ya Agustos ayında gitmistim. Her ne kadar karı sevsem de yaz ayında gitmeyi isterim St. Petersburg'a da. American Museum of Natural History'den sonra en cok gormek istedigim muzedir resimleriyle gunumu senlendirdigin muze. New York'a tasınmamda payı da yoktur degil hani AMONH'nin :) Su Kanlı Kilise'nin bir esi de Kizil Meydan'dadır ki Alice Harikalar Diyari'ndan fırlamıs gibi gelmisti bana :) Metrolar ise anlatılmaz yasanır! Dunyanın merkezine seyahat mi yapıyorum, ne oluyor yahu demistim.
Ellerine saglik! Sayende guzel bir Russia turu yaptim :)

New York'larda da Eksi Sozluk zirvesi olmadi mi, oldu tabii :)

Kemal Kaya dedi ki...

Yapalım, yapalım, her türlü zirve yapalım. En çok merak ettiğim elbette müzeleri. En az bir haftamı müzelerinde geçirmek istiyorum.

Sen gelirken bana kazam mazak, yün çorap getirirsin. Bir de bana tek elle o kocman cameranla nasıl kendi fotoğrafını çekebildiğini öğretirsin :)

FKH dedi ki...

@Burcu

newyork zirvesinin haberlerini alıyorum hem sözlük'ten hem de güney'den :) bundan sonrakine ben de gelicem sanırım. çünkü baya oldu gelmeyeli, özledim. moskova deneyimi aslında ben de istiyorum ama bu sefer bi fırsat olmadı. inşallah bundan sonraki seyahatte bi moskova çıkarması da yaparım. müzeler konusunda da kesinlikle haklısın. özellikle de hermatage görmeden ölünmemesi bir müze. günler sürebilir bütün müzeyi detaylı bi şekilde gezmek. fırsat yaratıp gitmek lazım kesinlikle..

JustAddWater dedi ki...

Nefis olmuş, benim gibi yaşlı bir Moskviç'in burnunun direğini sızlattı resmen. Bu arada Kozel rusça'da erkek keçi demek ve argoda da p*şt kelimesine karşılık gelir. Hoş bir detay olmuş.

Unknown dedi ki...

fazla soze gerek var mi...hersey mukemmel, ozellikle senin su kamera :)

MeRaiL dedi ki...

Teyzenin yaptigi zaten bilenen bir sporda..Basta rusya olmak uzere bir cok soguk ulkede yapilan kis sporlarindan biri, moskova hayatimda bir kere denedigim ve daha once neden kesfetmedim dedigim bir spor..;) petersburg'da hirsizliga, ozellikle irkci saldiralara karsi dikkatli olmak lazim, o buyulu sehirin kotu yonleride coktur..:(
Ve rus bayanlar normalde ilk basta asla sicak kanli degildir basta, ama yabanci erkeklere karsi halen sovyet mantigi ile yasidiklarindan bir anda pek kibar olurlar..:D kadin, erkek her zaman hep soguk olurlar, ama belli bir sure sonra sizinle samimi olurlar..

ülke dedi ki...

cok güzel bir yazı olmus, keske haberim olsaydı, o sogukta birer sıcak kahve icerdik (cukurcumatimes'dan bir ayagı St.Petersburg'ta olan ülke)

FKH dedi ki...

@ülke

keşke keşke. ben de çok isterdim buluşmak. takip ettiğim bi' blog sizinki de. özellikle pideli yazılar :) st. peter'de sözlük yazarlarıyla buluştuk bi akşam. küçük bi zirve yaptık ama işte kısıtlı sayıda. bi dahakine söz, haber veririm. görüşmek üzere..

ülke dedi ki...

blogumuz pide ve lahmacuncular federasyonu resmi sitesine dönüstü su aralar :) Helsinki'ye de bekleriz, görüşmek üzere

Adsız dedi ki...

Harika bir seyahat olmus Ugur, imrendim! Yazin seyahat etme tavsiyene katilmiyorum ama. Kar olmayinca St. Petersburg yeterince gercek olmazmis gibi geliyor bana. O soguk yasanacak yani :).
Seyahatin bol, seyyah dostlara selam olsun; ayriyetten deklansorune nazar degmesin, beyaz parlak geliyorsa da filtre kullanasin, sizlanmayasin :).
sevgiler, saygilar, neseli gunler bol gunesler :)

FKH dedi ki...

@dolanıyorum

leylek leylek uğramış efendim, hoş gelmiş. şimdi bu soğuk olayını yazın en güzel zamanının yaşandığı yeni zelanda'dan yazmak pek adaletli olmadı ilk onu söyliyim ben :) sen dünyanın en güzel yerinde, en güzel zamanında -25leri filan söyleyince içim bi' şeyoldu :/ ama haksız da sayılmazsın, illa ki bi' kar olmalı o şehirde. illa ki soğuk değmeli yüze. bi' de beyaz gecelerde görmek için denemelerim sürecek. elbette son durak yeni zelanda olana kadar.

not: siz de çok ara verdiniz yazmalara. son yazıda fotoğrafsız olmuş zaten. peh!!

Enjn dedi ki...

sabırsızlıkla nasıl 354liraya getirdiğinizi anlatacağınız yazıyı düşünmeye başladım, umarım bununki kadar güzel olur :)

Adsız dedi ki...

hostel in olduğu sokakta bulunan binadaki tabelada bolşaya morskaya yazıyor bu -aya ların bir anlamı var mıdır çoğu semtte böyle adlar var.

FKH dedi ki...

@adsız

inan ki bende merek ettim bunu ama sormak gibi bi akıllılıkta edemedim. metrodaki duraklarda vs. heryerde dediğin gibi bu ekle biten isimler var. öğrenince yazıcam söz..

Adsız dedi ki...

@ fkh teşekkürler şimdiden

hell voodoo dedi ki...

Tuhaf hakikaten, Pribaltiyskaya otele gelmek için Primorskaya istasyonunda inmek gerek. Havaalanından gelmek için ise otobüsten metroya Moskovskaya istasyonu uygun. Her yer "Kaya".

Çok güzel şehir.

Berrin dedi ki...

5- 6 sene once gıttık ekim ayıydı sanırım..rüya gıbı bır yer..nevsky caddesınde ıyı bır otelde kaldık ama oranın ıyı otelı bıle bence cok ıyı degıldı:) o sarayların yapıların kubbelerı catıları gercekten altın mı dıye cok duusndum o donem :) benım gozlemlerım bıraz daha farklı..mesela ben hıc guzel rus kadını gormedım sokaklarda sanırım hepsını ıhrac etmısler :))
erkekler konusunda hem fıkırız at hırsızı gıbılerdı hahah
eskı otobusler dılencıler tr2yeyı anımsattı bıraz..1eu ıcın bıle ne kadar sevınebıldıklerını gordum.. kanlı kılıse zaten muthıs hemen orada bahsettıgın hedıyelık esyacılar evet bıraz ıng bılıyorlar ama ınsanı kazıklamak ıcın takla atıyorlar resmen..sunu soyleyım orayı gormeden nevsky caddesınde bı yerden matruska almıstık fıyat farkı baya var :) o nehır uzerınde tekne turu yapabılseydın keske :) bız daha cok mc donaltsta yemek yedık oteldekı kahvaltımız harıcınde..ketcap ve mayoneze bıle ekstra para ısteyen bı yer daha once gormemıstım..
ıngılızce tabela olmaması ılgınc..mazallah orda basına bısey gelse güme gıder ınsan :))
ha ben dostoyevskının mezarını da zıyaret ettım :) ama aklımda kalan kurumus sararmıs dokulmus yapraklar kargalar sessızlık ve asırı tuvaletımın gelmıs olması :) foto mak. sokmak yasaktı ama bız TÜRKüz o ısı de hallettık:)

yazın cok guzeldı..dunyayı gezmek benımde hayalım..buyuk ıhtımalle hayal olarak kalacak..ama ne kadar sehır ulke gezebılırsek kardır..bu arada beyaz geceler tum ıskandınavyayı da kapsıyor o atmosferde uc sene yasadım..helsınkıyı olmasa bıle fınlandıyanın kuzey lapland bolgesını mutla gormelısısın..kış hangı ulkeye daha guzel yakısıyor anlarsın :)

FKH dedi ki...

@'Berrin'

sondan başlıyorum..
bundan sonraki duraklarım bahsettiğin bölgeler olacak gib. tam karar vermesem de aklım hep o tarafta. dağlarını vs. her şeyini merak ediyorum. en azından bunun için danışacak, fikir alacak biri daha çıktı :) gitmeden tecrübelerinden yararlanmayı kesinlikle isterim.

st.peter için ise diyecek zaten fazla bir şey yok. gerçekten de insanı kendine aşık eden bir şehir. ama mevsimi dikkate alarak gitmek kesinlikle önemli :) ben bir daha gidersem kesinlikle bu kadar soğuk olmayacak :) çünkü ciddi ciddi alışık olmadığımız bir hava. belki o zaman nehirde tekne turu şansım olur. ketçap olayı da yakında türkiye'ye de gelir. en azından şuan için diğer soslarda varmış ücret ödeme durumu. ben çoktandır gitmediğim için bi haberim olaydan :) gitmeye de niyetim yok zaten..

teşekkürler yorum ve diğer bilgiler için. iskandinavya için bi gün kapını çalarım. selam&sevgi..

Adsız dedi ki...

iki kere gittim bende toplamda 1 hafta fln kaldım. :)

gerçekten ankara gibi bir yerden buraya gidince insan hayatın anlamını sorguluyor. şahsen hayatımın en güzel anlarıydı demem doğru olur.

metroda fotograf çekmiştim. hatta merdivenlerin en altındaki polis bile gördü bişey demedi :) çok turist gibi bir tipimde yok aslında. ayrıca metro kapıları neden o kadar zor açılıyor hala anlamış değilim :)

yine metrodayken, türkiyede 70 lerde vapurlarda traş bıçağı satan amcalar gibi patates soyucu satan teyzeler var. çantalarını orta yerde açıp patates soyup yaşlı amca ve teyzelere satıyorlar. metrolar bizim ikasruslar gibi yanımdeki arkadaşın sesini duyamıyordum.

kazan katedrali arkasındaki barlar hep üniversitelilerin takıldığı yerler. bunlar dışında çok sağlam klupler var. ama genelde ufak yerler. standart bir ev salonunun 2 katı kadar. arkadaşlar kluplerin sıcak bir ortam oluşması için ufak yapıldığını söylüyorlar :) bana mantıklı geldi :)

yaz yaz bitmez bu şehir. burda yaşamak için 4-5 kere iş görüşmesi yaptım, gerek benim salaklığım gerek karşı tarafın öküzlüğünden dolayı hala ankaradayım. :( işten bile ayrıldım, olmadı tekrar geri döndüm aynı yere. 2005 te ilk onların teklifini kabul edip gitseydim, belki sözlük zirvesinde gelebilirdim.

Bimiyorum hayırlısı böyleymiş sanırım. bazen toteme bağlamak lazim gibi geliyor. bazen kafamı duvara sürtüp kıvılcım çıkartasımda geliyor.

bu kadar ucuz otel ve uçak bileti tuyolarınızı 4 gözle bekliyorum.

selamlar.

sözlük@morcivert

Adsız dedi ki...

Uğur sen Tokat'lı mısın?

FKH dedi ki...

@Adsiz

aslinda Turhalliyiz deriz :) ama evet, yine de Tokatli oldugumu saklayamam. sen Turhalli oldugumu bil ama :)

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Together with your feet within the very same position, put your palms inside a
downward place and with arms straight, pull the P90X bands up and out until eventually your arms
are level together with your shoulders.

Feel free to surf to my site Skip Navigation

Adsız dedi ki...

The burden can make it 1 of the lightest in this merchandise range, so it really is quite
a bit a lot more moveable than most identical type folding treadmills.


my site ... Read the Full Post

Adsız dedi ki...

This is often wherever I am intended to
inform you to make a decision to shed X quantity of lbs in Y variety of
times, appropriate?

Feel free to surf to my site :: weight sets for sale

Adsız dedi ki...

Lots of individuals are intimidated by fitness centers and
dealing out.

Also visit my weblog: Continued

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Yazın süper olmuş tam anlamıyla anlatmışsın ama senin gidişin kış benim gidişim yaz olmasındanmıdır benim 12 gün senin 5 gün kalmış olmamdanmıdır benim için o kadarda ucuz bir tatil olmadı yaklaşık 40000 ruble harcadım ama çok eğlendim. öğrenci olmayanlara 400 rubleden aşağı müze yok :)gece hayatını biraz az değinmişsin biraz daha geniş bir yer ama baya bir geniş yer versen daha mı iyi olurdu ne ? :)güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık selmalar

Adsız dedi ki...

Harika bir yazı olmuş, şehir çok güzel.
Bu kadar övdüğün şu hosteli merak ettim :) ismini verebilir misin?

loan lending plc dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
FKH dedi ki...

selamlar,

biraz gec bi cvp oldu ama apple hostel ismi.

ali dedi ki...

peter peter dediniz geldik buralara antalyalardan merkezde bide daire tuttuk ama nafile cevre sart sosyallik sart ,yanlız kaldık.

ahmetu dedi ki...

Çok güzel anlatmışsiniz 4 ay sonra trenle gitmeyi düşünüyorum ama para olayı bana biraz garip geldi bakalım

Adsız dedi ki...

Merhaba , oncelikle Rusya`da Moskova`da ve Sankt Peterburg`da calisan ve yasayan birisi olarak yazdiklariniz elbette guzel hos gorunen seyler ancak insanlari 3-4 gunluk gezinizde gorduklerinize gore genel algi yaratacak bicimde yazi yazarak etkilemeniz biraz garip.Yazdiginiz bazi seylerin burasiyla uzaktan yakindan hic bir alakasi yok.Cunku siz gibi Rusyaya gelmis bir cok heyecanli Turk en ufak bir seyde genelleme yapmayi cok seviyor.Ozellikle de icki ve kizlar konusunda.Soyle bir cumle kullanmissiniz.`ama size tavsiyem bir rusla birlikte içmeyin. çünkü kendileri bunu bir gurur meselesi haline getirmiş. bu yüzden size voktayı sek içirmeye kalkacaklardır. Vodka zaten sek ve shot icilen bir ickidir Tum ruslar vodkayi bu sekilde icer ve genellikle yaninda salatalik tursusu tercih ederler. ., bizim turkler gibi su bardagina yariya kadar doldurulup meyve suyuyla kolayla karistirilmaz.Ruslar icki konusunda yarisa girmezler zaten onlar icin standart siradan bir durumdur.Sabah 7 de bile market acilinca ise gitmeden cep kanyagi vodka icen ruslar gorebilirsiniz.Baska bir blogdada `Petersburg Eğlence Hayatı için yeterince genç ve sağlıklı iseniz doğru yerdesiniz. Bu kadar çok güzel Rus kızının bulunduğu, Şehirdeki Bayan nüfusunun %60 olduğu bu şehirde yüzünüze durmadan gülümseyen Rus kızlarını düşünün ` gibi bir cumle kullanmis.Bu konunun tam tersi oldugu ile ilgili dogru bilgi vermissiniz :) Yani sonuc olarak soylemek istedigim 2-3 gunluk bir gezide gorduklerinizle genelleme yaparak konusmaniz ve siz gibi bu sekilde ornekte verdigim gibi bilgi veren arkadaslar gelecek kisilerde cok sacma on yargilar yaratiyor.Umarim bundan sonraki gezilerinizde bazi konularda biraz daha ince dusunup biraz daha genellemeden yazarsiniz.

Cihan Cesur dedi ki...

ne kadar güzel anlatmışsınız :)

Yorum Gönder

hani duşa girersin de su ısınana kadar geçen süre içinde yaşadığın üşüme vardır ya?

hahh işte o anlarda aklına takılan bir yorum olsun..